Translation of "Konuşanlar" in English

0.013 sec.

Examples of using "Konuşanlar" in a sentence and their english translations:

Fakat konuşanlar milletvekili

But the speakers are deputies

Genelde konuşanlar insandır makineler değildir.

Usually, things that talk are people, not machines, right?

Birçok Esperanto konuşanlar Macaristan'da yaşıyor.

Many Esperanto speakers live in Hungary.

Çok konuşanlar genellikle seslerini kaybederler.

Those who talk a lot often lose their voices.

Cezayir nüfusunun üçte birini Berberice konuşanlar oluşturuyor.

Berber speakers make up a third of Algeria's population.

Esperanto konuşanlar hala ilke olarak en azından iki dillidirler.

Esperanto speakers are in principle still at least bilingual.

Bir dili anadil olarak konuşanlar bile tüm kelimelerini bilmezler.

Even native speakers of a language don't know all of its words.

Şarkı sözleri, anadil olarak konuşanlar tarafından bile yanlış işitilirler.

Song lyrics are often misheard, even by native speakers.

Eğer İngilizce konuşanlar bunu anlamıyorsa bu hiçbir anlam ifade etmiyor.

That means nothing if English speakers don't understand it.

Gramer olarak doğru ama anadil olarak konuşanlar böyle bir şey söylemezler.

- It's grammatically correct, but native speakers wouldn't say that.
- Grammatically, it's correct, but native speakers wouldn't say something like that.

- Ana dilini konuşanlar bazen hatalar yaparlar fakat genellikle ana dilini konuşmayanların yaptıkları hatalarla aynı türden değildir.
- Ana dilini konuşanlar bazen hata yapar fakat genellikle ana dilini konuşmayanların yaptıkları hatalarla aynı türden değil.

Native speakers sometimes make mistakes, but not usually the same kind of mistakes that non-native speakers make.

Ana dilini konuşanlar bazen hatalar yaparlar fakat genellikle ana dilini konuşmayanların yaptıkları hatalarla aynı türden değildir.

Native speakers sometimes make mistakes, but not usually the same kind of mistakes that non-native speakers make.

Eğer Türkçeyi anadili olarak konuşanlar kendi dillerinde yeni, doğal cümleler ekleseler ya da Türkçe olmayan, kendilerinin tamamen anladıkları cümleleri Türkçeye çevirseler, Tatoeba herkes için daha iyi bile bir kaynak olur, mesela İngilizceyi Türkçeyle öğrenenler ya da Türkçeyi İngilizceyle öğrenenler için.

If native speakers of Turkish contribute new, natural-sounding sentences in their own language or translate into Turkish the non-Turkish sentences which they can fully understand, then Tatoeba will become an even better resource for everyone, for example, who is learning English via Turkish or learning Turkish via English.