Translation of "Keyfine" in English

0.003 sec.

Examples of using "Keyfine" in a sentence and their english translations:

Keyfine bakmaya çalış.

Try to enjoy yourself.

Baloda keyfine bak.

Enjoy yourself at the ball.

Endişelenmeyi durdurursan keyfine bakabilirsin.

If you stop worrying, you might enjoy yourself.

Mutluluğumuz koşulların keyfine kalmış olacaktır.

It'll be at the whim of our circumstances.

O devam ederken keyfine bak.

Enjoy it while it lasts.

Değişiklik olsun diye keyfine bak.

Enjoy yourself for a change.

Rahatla, eğlen ve keyfine bak.

Relax, have fun, and enjoy yourself.

Ama sen bunları da önemsemeyeceksin bak keyfine

But you will not care about these too.

- Tom mutluluktan havalara uçuyordu.
- Tom'un keyfine diyecek yoktu.

Tom was in seventh heaven.

Gölün güzel manzarasının yağmur ve sisten dolayı keyfine varılamadı.

The beautiful scene of a lake was not able to be enjoyed because of rain and fog.

Televizyon sayesinde kendi odamızda beyzbol maçlarını seyretmenin keyfine varabiliyoruz.

Thanks to television, we can enjoy watching baseball games in our rooms.

- Tom cennette gibiydi.
- Tom mutluluktan havalara uçuyordu.
- Tom'un keyfine diyecek yoktu.

- Tom was in heaven.
- Tom was in seventh heaven.

- Tom keyfine düşkündür.
- Tom bir keyif adamı.
- Tom zevk ve eğlenceye düşkün biridir.

Tom is fun-loving.