Translation of "Kalındı" in English

0.007 sec.

Examples of using "Kalındı" in a sentence and their english translations:

Duvarlar çok kalındı,

The walls were so thick,

Sorunla yüzleşmek zorunda kalındı.

The problem had to be faced.

Buz yürümem için yeterince kalındı.

The ice was thick enough for me to walk on.

Buz üzerinde yürüyecek kadar kalındı.

The ice was thick enough to walk on.

Sami'nin bacağı kesilmek zorunda kalındı.

Sami's leg had to be amputated.

Aksadı ve ya tedavisine geç kalındı

disrupted or late for treatment

Bugün sis bezelye çorbası kadar kalındı.

Today the fog is as thick as pea soup.

Bu hanımefendinin güzelliğine herkes tarafından hayran kalındı.

The beauty of that lady was admired by everyone.

Kar o kadar kalındı ki biz önümüzü göremedik.

The snow was so thick we couldn't see in front of us.