Translation of "şampanya" in English

0.012 sec.

Examples of using "şampanya" in a sentence and their english translations:

Şampanya içmiyorum.

I don't drink champagne.

Şampanya, lütfen.

Champagne, please.

Şampanya içmek istiyor.

He wants to drink champagne.

Şampanya ne için?

What's the champagne for?

Tom şampanya içiyor.

Tom is drinking champagne.

Onlar şampanya içiyorlardı.

They were drinking champagne.

Şampanya içmek istiyorum.

- I'd love to have champagne.
- I want to drink champagne.

Şampanya içer misiniz?

Would you drink champagne?

Şampanya meleklerin içkisidir.

Champagne is the drink of the angels.

Sanki birisi şampanya şişesini

It was like someone had taken a champagne bottle

Şampanya, bütün gece aktı.

Champagne flowed all night.

Şampanya Fransa'dan ithal edilmektedir.

Champagne is imported from France.

Bir bardak şampanya alacağım.

I'll take a glass of champagne.

Biraz şampanya ister misin?

Would you like some champagne?

Bir bardak şampanya içelim.

Let's have a glass of champagne.

Geçen Noel şampanya içtik.

We drank champagne last Christmas.

Tom şampanya içmek istiyor.

Tom wants to drink champagne.

Çok fazla şampanya içme.

Don't drink too much champagne.

Havyar yiyip şampanya içtiler.

They ate caviar and drank champagne.

Tom şampanya içmek istemiyor.

Tom doesn't want to drink champagne.

Tom şampanya içmek istedi.

Tom wanted to drink champagne.

Şampanya alkollü bir içkidir.

Champagne is an alcoholic beverage.

Lütfen, biraz şampanya istiyorum.

Please, I would like some champagne.

Sami şampanya şişesini gördü.

Sami saw the bottle of champagne.

Onlar yediler ve şampanya içtiler.

They ate and drank champagne.

O, gece yarısında şampanya içecek.

He will drink the champagne at midnight.

Tom Bir şişe şampanya ısmarladı.

Tom ordered a bottle of champagne.

Şampanya aktığı sürece Tom mutludur.

As long as the champagne is flowing, Tom is happy.

Tom bir şişe şampanya getirdi.

Tom brought a bottle of champagne.

Tom Mary'ye bir bardak şampanya verdi.

- Tom handed Mary a glass of champagne.
- Tom offered Mary a glass of champagne.

Bu politikacı, tipik bir şampanya sosyalistidir.

This politician is a typical champagne socialist.

Portakal suyu mu yoksa şampanya mı?

Orange juice or champagne?

Biz gece yarısı şampanya içmeyi planlıyoruz.

We plan to drink champagne at midnight.

Tom havyar yedi ve şampanya içti.

Tom ate caviar and drank champagne.

Sami bir şişe şampanya satın aldı.

Sami bought a bottle of champagne.

Tom partiye bir şişe şampanya getirdi.

Tom brought a bottle of champagne to the party.

Tom bir şişe şampanya satın aldı.

Tom bought a bottle of champagne.

Sami birkaç pahalı şampanya satın aldı.

Sami bought some expensive champagne.

Tom kendisi ve Mary için şampanya doldurdu.

Tom poured champagne for himself and Mary.

Masanın üzerindekiler bir şampanya şişesi ve iki bardaktı.

On the table were a bottle of champagne and two glasses.

Tom parti için bir şişe şampanya satın aldı.

Tom bought a bottle of champagne for the party.

O, özel bir durum için sakladığı şampanya şişesini çıkardı.

She got out the bottle of champagne she'd been saving for a special occasion.

Napolyon temalı şampanya… ve Napolyon kılıçlarının ve tabancalarının çarpıcı kopyaları…

Napoleon-themed champagne… and stunning  replicas of Napoleonic swords and pistols… as  

Hey, bu şampanya şişesi kimin için? Ben içki sipariş etmedim.

Hey, who's this bottle of champagne for? I haven't ordered drinks.

Odama akşam yemeği sipariş ettim ama sadece şampanya ve meyve getirttim.

I ordered dinner to my room, but I was brought only champagne and fruit.

Dün gece bir arkadaşınızın doğum gününü, saçıp savurarak tamamen tükettiğimiz şampanya kasalarıyla kutladık.

Last night, we celebrated a friend's birthday with cases of Champagne, we ended up completely wasted.