Translation of "Yiyip" in English

Yiyip içiyorum.

I eat and drink.

Çok yiyip mideni bozma.

- Don't injure your stomach by eating too much.
- Don't get a stomachache by eating too much.
- Don't get an upset stomach by eating too much.

İstediğin kadar yiyip iç.

Eat and drink as much as you want.

Havyar yiyip şampanya içtiler.

They ate caviar and drank champagne.

Sandviç yiyip açlığını bastırdı.

He satisfied his hunger by eating some sandwiches.

Aynı zamanda yemek yiyip okuyorum.

I eat and read at the same time.

Bir boşluk kalbimi yiyip bitirmektedir.

An emptiness devours my heart.

İstediğiniz kadar çok yiyip içebilirsiniz.

You can eat and drink as much as you want.

Seni yiyip bitireceğim küçük kız.

I will devour you little girl.

Bütün gece yiyip içecek misin?

Will you be eating and drinking all night?

Tom pasta yiyip çay içti.

Tom ate the cake and drank the tea.

Daha yeni suşi yiyip bira içtim.

I just ate sushi and drank beer.

Bir köpek balığı onu yiyip bitirdi.

A shark devoured him.

Yumurta sarısı yiyip yemediği kimin umurunda?

Who cares whether he eats egg yolks or not?

Tom kendi başına yemek yiyip üstünü giyemiyor.

Tom can't dress himself and he can't feed himself.

Ne yiyip içtiğine özel dikkat göstermek zorundasın.

You have to pay special attention to what you eat and drink.

Tom Mary'ye domuz eti yiyip yemediğini sordu.

Tom asked Mary if she ate pork.

Küçük kitabı al ve onu yiyip bitir.

Take the little book, and eat it up.

Tom'un yumurta sarısı yiyip yemediği kimin umurunda?

Who cares whether Tom eats egg yolks or not?

Tom, Mary'ye son kurabiyeyi yiyip yiyemeyeceğini sordu.

Tom asked Mary if he could eat the last cookie.

Içimi yiyip bitiren bu ikiyüzlülüğü daha çok hissettim.

the more I felt this hypocrisy creeping up inside me.

Onların her gün yiyip içmeleri gerek, değil mi?

They need to eat and drink every day, don't they?

Tom Mary'nin domuz eti yiyip yemediğini merak etti.

Tom wondered if Mary ate pork.

Daha az yemek yiyip daha fazla egzersiz yapman gerekir.

You need to eat less and exercise more.

Kilo vermenin en iyi yolu, az yiyip spor yapmaktır.

The best way to lose weight is to eat less and exercise more.

- Tom'un tek yaptığı yiyip içmek.
- Tom'un işi gücü tıkınmak.

All Tom does is eat.

- Ekmek ye ve su iç.
- Ekmek yiyip su iç.

Eat bread and drink water.

Tom dün geceden beri su dışında hiçbir şey yiyip içmedi.

Tom hasn't had anything but water since last night.

Doktor Tom'a üç saat boyunca bir şey yiyip içmemesini söyledi.

The doctor told Tom not to eat or drink anything for three hours.

Tom biraz yemek yiyip bira içti ve sonra hemen uyumaya gitti.

Tom ate some food, drank some beer, and then went right to sleep.

Tom annesinin ölümünden sonra, ona kalacak mirası annesinin kumarda yiyip bitirdiğini öğrendi.

Tom only found out after his mother's death that she had gambled away his inheritance.

Sonra şöyle dedi: "Adem iyiyle kötüyü bilmekle bizlerden biri gibi oldu. Şimdi yaşam ağacına uzanıp meyve almasına, yiyip ölümsüz olmasına izin verilmemeli."

And he said: Behold Adam is become as one of us, knowing good and evil: now therefore lest perhaps he put forth his hand and take also of the tree of life, and eat, and live for ever.