Translation of "Hoşlandığım" in English

Hoşlandığım sensin.

You're the one I like.

Bu hoşlandığım şeydir.

- It's what I like.
- That's what I like.

Hoşlandığım yere giderim.

I go where I please.

İşte hoşlandığım biri.

Here's the one I like.

O hoşlandığım biri.

That's the one I liked.

Hoşlandığım gibi yapacağım.

I'll do as I like.

Yüzme hoşlandığım bir şeydir.

Swimming is one thing I enjoy.

O hoşlandığım bir şey.

That's something I like.

Gerçekten hoşlandığım sandalye odur.

That's the chair that I really like.

Mary hoşlandığım kadın türüdür.

Mary is the kind of woman I like.

Miho en çok hoşlandığım kızdır.

Miho is the girl I like best.

Hoşlandığım şey onun konuşma tarzıdır.

What I like is her way of talking.

Bu onun hakkında hoşlandığım şey.

That's what I like about him.

Onunla ilgili hoşlandığım şey budur.

- This is what I like about him.
- This is what I like about her.

Seninle ilgili hoşlandığım şey budur.

This is what I like about you.

Tom hakkında hoşlandığım şey bu.

That's what I like about Tom.

O, benim için hoşlandığım şeyleri pişiriyor.

She cooks things for me that I like.

Tom tam hoşlandığım şekilde biftek pişirdi.

Tom cooked the steak just the way I like it.

Bu senin hakkında hoşlandığım şeylerden biri.

It's one of the things that I like about you.

Bu her zaman hoşlandığım bir şey.

It's something I've always liked.

Tom, takılmaktan gerçekten hoşlandığım bir kişidir.

Tom is someone I really enjoy hanging out with.

Sen birlikte şarkı söylemekten hoşlandığım gitarist tipisin.

- You are the kind of guitarist I like to sing with.
- You're the kind of guitarist I like to sing with.
- You're the kind of guitarist that I like to sing with.

Benim hiç gerçekten hoşlandığım bir işim olmadı.

I've never had a job that I really like.

Spagettiden daha fazla hoşlandığım bir şey yok.

There's nothing I like more than spaghetti.

Tom'dan hoşlandığım şeklinde bir numara bile yapamam.

I can't even pretend that I like Tom.

Dağ tırmanışı gerçekten çok hoşlandığım bir şey değil.

- Mountain climbing isn't something I really enjoy so much.
- Mountain climbing isn't something that I really enjoy so much.

Güllerin kokusu kadar çok hoşlandığım bir şey yok.

There's nothing I like as much as the smell of roses.

Bütün arkadaşlarım benim hoşlandığım aynı müzik türünden hoşlanırlar.

All my friends like the same kind of music that I do.

Bu kitabı onu yazmaktan hoşlandığım kadar çok okumaktan hoşlanacağını umuyorum.

I hope you enjoy reading this book as much as I enjoyed writing it.

Filmden sonra biriyle o konuda konuşmaktan hoşlandığım için sinemaya yalnız gitmem.

I don't go to the theater alone, because after the movie I like to talk about it with someone.

- Hoşlandığım kişi dün akşam bana "iyi akşamlar" dedi.
- Platoniğim dün akşam bana "iyi akşamlar" dedi

My crush said "good night" to me last night.