Translation of "Hakikaten" in English

0.006 sec.

Examples of using "Hakikaten" in a sentence and their english translations:

Hakikaten lezzetli.

This is really delicious.

Hakikaten de geldi

Sure enough, he came out,

- Bu gerçekten lezzetli.
- Hakikaten lezzetli.

- This is very good.
- This is really delicious.

Ben gerçekten, hakikaten ona inanıyorum.

I really, truly believe that.

Bu cep telefonu hakikaten pahalı.

- This cellular phone is really expensive.
- This cellphone is really expensive.
- This mobile phone is really expensive.
- This cell phone is really expensive.
- This cellphone really costs a lot.

Senle konuşmaktan hakikaten zevk alıyorum.

I really enjoy speaking to you.

Şimdi, hakikaten burada kişisel çıkarlı hareket

Now, the straight-up, self-interested move here

- Sami gerçekten kısaydı.
- Sami hakikaten kısaydı.

Sami was really short.

Tom'un hakikaten ihtiyacı olduğu tek şey, kucaklaşmaktı.

All Tom really needed was a hug.

Bu çözmek için hakikaten zor bir problem.

It's a truly difficult problem to resolve.

- O gerçekten sıkıcı mıydı?
- O hakikaten sıkıcı mıydı?

Was he really boring?

Şuan aranızdan bazıları şunu diyor; yahu hakikaten sahibi kim ?

Some of you are saying that; Who really is the owner?

Fakat hakikaten, hiç kimsenin doğru projeksiyonu olmadığı gerçeği değişmedi.

But the fact remains, that there is no one right projection.

- Bu hakikaten yeterince büyük değil.
- Bu filhakika gerektiği kadar büyük değil.

That's not quite big enough.

İnsanların sıklıkla birbirlerine sırt çevirdiklerini görüyorum, ve bu beni hakikaten korkutuyor.

I often see people turning against each other all the time, and this really scares me.

- Ben de gerçekten öyle düşünmüyorum.
- Ben de hakikaten öyle düşünmüyorum.
- Ben de filhakika öyle düşünmüyorum.

I really don't think so.

- Gerçekten mi?
- Valla mı?
- Esas mı?
- Harbi mi?
- Harbiden mi?
- Sahiden mi?
- Hakikaten mi?
- Harbici misin?
- Cidden mi?

Really?

- Sahi mi?
- Gerçekten mi?
- Valla mı?
- Esas mı?
- Harbi mi?
- Harbiden mi?
- Sahiden mi?
- Hakikaten mi?
- Harbici misin?
- Cidden mi?

Seriously?