Translation of "Gıdalar" in English

0.006 sec.

Examples of using "Gıdalar" in a sentence and their english translations:

Besleyici gıdalar yemelisin.

You have to eat nutritious foods.

Birçok gıdalar kaynatılabilir.

Many foods can be boiled.

Sert gıdalar yemeyin.

Don't eat hard foods.

Gıdalar için başka oda

another room for food

Sadece organik gıdalar yer.

He only eats organic food.

O tuhaf gıdalar yemekten hoşlanır.

She likes to eat strange foods.

Bu gıdalar etnik gruplarla ilişkilidir.

These foods are associated with ethnic groups.

Onlar daha sağlıklı gıdalar yediler.

They ate healthier foods.

Genellikle çubuklarla yediğiniz bazı gıdalar nedir?

What are some foods you usually eat with chopsticks?

Sadece akşamları yediğiniz bazı gıdalar nedir?

What are some foods you only eat in the evening?

Doğal gıdalardan çok işlenmiş gıdalar yiyoruz.

We eat more processed food than natural food.

Genellikle bir kaşıkla yediğiniz bazı gıdalar nelerdir?

What are some foods you usually eat with a spoon?

Akşam yemeği partilerimde olağandışı gıdalar sunmaktan hoşlanıyorum.

I like to serve unusual foods at my dinner parties.

Onlar o mağazada sadece işlenmiş gıdalar satarlar.

They only sell processed foods in that store.

Hamile iseniz, yememeniz gereken bazı gıdalar nelerdir?

What are some foods you shouldn't eat if you are pregnant?

Yemekten kolaylıkla kaçınabileceğiniz yüksek kolesterollü gıdalar nelerdir?

What are some high cholesterol foods that you can easily avoid eating?

Onun zengin gıdalar için büyük bir beğenisi vardır.

She has a great liking for rich foods.

Eşim her gün gıdalar satın almak için köy pazarına gider.

My wife goes to the village market to buy foods every day.

E vitamini bakımından zengin gıdalar koyu yeşil yapraklı sebzeler, fasulye, sert kabuklu yemişler ve tam taneli hububatları içermektedir.

Foods rich in vitamin E include dark-green, leafy vegetables, beans, nuts and whole-grain cereals.