Translation of "Etnik" in English

0.009 sec.

Examples of using "Etnik" in a sentence and their english translations:

Tüm etnik kökenleri etkiler,

It affects all ethnicities,

Favori etnik yiyeceğin nedir?

What's your favorite ethnic food?

Kamboçya etnik olarak homojendir.

Cambodia is ethnically homogeneous.

Bir etnik dans biliyor musunuz?

Do you know an ethnic dance?

Şehrimiz daha etnik yapılı oldu.

Our city has become more multiethnic.

Etnik azınlıklara karşı hoşgörülü müsünüz?

Are you tolerant towards ethnic minorities?

Bu gıdalar etnik gruplarla ilişkilidir.

These foods are associated with ethnic groups.

Birincisi, etnik gruplara ait kişilerle

The first is that we often have a very limited experience

Bütün halkın veya etnik gurubun

We start to think that the entire community

Onlar belirli etnik gruplardan nefret ediyorlar; ben bütün etnik gruplardan nefret ediyorum.

They hate certain ethnic groups; I hate all ethnic groups.

Kanak etnik grubu için inşa edildi.

It's for the Kanaky ethnic group.

Çin'de 56 tane etnik grup vardır.

There are 56 ethnic groups in China.

Etnik gruplar arasındaki bazı benzerlikler nelerdir?

What are some similarities among ethnic groups?

Bu, etnik açıdan farklı bir okul.

It is an ethnically diverse school.

Ve etnik kadınların istenmiyor gibi hissetmelerini sağlıyor.

and ethnic women feeling unwanted.

Bireyleri veya tüm etnik grupları izlemek için kullanılabilecek

you have the basis of a really powerful surveillance system

Ben etnik ve dini azınlıklar hakkında yazmaya çalışacağım.

I'll try to write about ethnic and religious minorities.

Biz burada farklı etnik ve ekonomik çıkarlar buluyoruz.

We find diverse ethnic and economic interests here.

Etnik İran gıdalarında, sütten yapılan birçok ürün görebilirsiniz.

In ethnic Iranian foods, you can see many products which are made of milk.

Genellikle aynı ırk ve etnik gruba ait kişiler arasında gerçekleşir.

typically among individuals within the same racial or ethnic group.

Bir hastasına cinsiyet, ırk veya etnik kökenini sormak zorunda kalmamıştı.

had to ask a patient their gender, race or ethnicity.

Bu iki etnik grup arasındaki tutum farklılıklarını tanımlamak yeterli değildir.

It is not sufficient to describe the differences in attitude between these two ethnic groups.

Teksas'ın ekonomik büyümesi büyük oranda etnik ve kültürel çeşitliliği çekti. Austin

Texas’s economic boom has attracted a great deal of ethnic and cultural diversity, contributing

Ben yabancı düşmanı değilim çünkü kendi etnik grubumdan da nefret ediyorum.

I'm not a xenophobe, because I also hate my own ethnic group.

Bir Avrupa etnik kökene sahip olmasının sebebi budur. (Ağırlıklı olarak İspanyol ve İtalyan)

most of the Uruguayans have a European ethnicity, mainly Spanish and Italian roots.

Benim okul, diğerleri arasında, Uygur, Han, Kazak, Hui, Moğol, Kırgız, Xibo, Tacik ve Özbek etnik kökenlere sahiptir.

My school has Uighur, Han, Kazakh, Hui, Mongol, Kirghiz, Xibo, Tajik, and Uzbek ethnicities, among others.

İşverenler ırkları, dinleri, etnik kökenleri, deri renkleri, cinsiyetleri, yaşları, medeni durumları, engellilikleri ya da cinsel yönelimleri nedeniyle işçileri işe almayı reddemezler.

Employers cannot refuse to hire workers because of their race, religion, ethnic origin, skin colour, sex, age, marital status, disability or sexual orientation.