Translation of "Fosforlu" in English

Bu ultraviyole ışık altında fosforlu görünmelerini sağlar.

that makes them fluorescent in ultraviolet light.

Bu, ultraviyole ışık altında fosforlu görünmelerini sağlar.

that makes them fluorescent in ultraviolet light.

Tom bir cümleyi sarı bir fosforlu kalemle işaretledi.

Tom marked a sentence with a yellow highlighter.

- Bana fosforlu kalem lazım.
- Bana tahta kalemi lazım.

I need a marker.

Bir kask takalım ve sonra da fosforlu çubuklardan kullanabilirim.

Get a helmet on and then I can use one of these glow sticks.

- Üç tane işaretleyiciye ihtiyacım var.
- Üç tane fosforlu kaleme ihtiyacım var.

I need three markers.