Translation of "Sarı" in English

- Saçım sarı.
- Saçlarım sarı.

My hair is blond.

Yapraklar sarı!

The leaves are yellow!

Çiçekler sarı.

Flowers are yellow.

Dişleri sarı.

His teeth are yellow.

Kitap sarı.

The book is yellow.

Peynir sarı.

The cheese is yellow.

- Çiçekler sarı.
- Çiçekler sarıdır.
- Bu çiçekler sarı.

The flowers are yellow.

Zehirli sarı kurbağa.

Poisonous dart frog.

Sarı elmalarımız var.

We have yellow apples.

Sarı kanepeye oturacak.

She's going to sit on the yellow couch.

Tüm toplar sarı.

All of the balls are yellow.

Sarı alarma gidin.

Go to yellow alert.

Onlar sarı çiçek.

These are yellow flowers.

Toplardan bazıları sarı.

Some of the balls are yellow.

Peynir sarı değildir.

The cheese is not yellow.

Sarı rengi severim.

- I like the colour yellow.
- I like yellow.

Sarı sayfalarda ara!

Look through the yellow pages.

Onun rengi sarı.

Its color is yellow.

- Bahçedeki tüm çiçekler sarı.
- Bahçedeki bütün çiçekler sarı.

All the flowers in the garden are yellow.

- Sarı yağmurluk giyen kız kim?
- Sarı yağmurluklu kız kim?

Who's the girl in a yellow raincoat?

Sarı yol boyunca sekiyor... "

Hopping along the yellow road..."

Namık Sarı diyor ki

Namık Sarı says

Sarı ve yeşilin tonları

Shades of yellow and green

Bir sarı gül var.

- There is a yellow rose.
- There's a yellow rose.

Ben sarı olanını alacağım.

I'll take the yellow one.

- Onlar sarı.
- Onlar korkak.

- They are yellow.
- They're yellow.

O, sarı evde yaşıyor.

He lives in the yellow house.

Bu sarı bir gül.

This is a yellow rose.

Sarı kazağımı çok severim.

I love my yellow pullover very much.

Sarı bir gül var.

There's a yellow rose.

Ben sarı kazağımı seviyorum.

I love my yellow sweater.

Onun sarı saçı var.

- He has blond hair.
- She has blonde hair.

Büronun kapısı sarı renklidir.

The door of the office is yellow.

Birkaç top, sarı renktedir.

A few of the balls are yellow.

Toplardan hiçbiri sarı değil.

None of the balls are yellow.

O, sarı evde yaşar.

- He lives in the yellow house.
- He lives at the yellow house.

Sarı süt sürahisi nerede?

Where is the yellow jug of milk?

Sarı eşarbımı beğenmiyor musunuz?

Don't you like my yellow scarf?

O bana sarı görünüyordu.

It looked yellow to me.

Neden sarı ışık parlıyor?

Why's the yellow light flashing?

O tebeşir sarı değildir.

That chalk isn't yellow.

Bu sarı değil, yeşil.

This is not yellow; it's green.

Benim sarı saçım var.

I have blonde hair.

Emily'nin sarı saçları var.

Emily has blonde hair.

Bu elma sarı mı?

Is this apple yellow?

Oğlan sarı çiçekleri topluyor.

The boy is picking yellow flowers.

Ben sarı renkten hoşlanırım.

- I like the colour yellow.
- I like yellow.

- Peynir sarı.
- Peynir sarıdır.

The cheese is yellow.

- Çiçekler sarı.
- Çiçekler sarıdır.

- Flowers are yellow.
- The flowers are yellow.

Bahçe sarı çiçeklerle doluydu.

The garden was full of yellow flowers.

İşte sarı bir gül.

Here's a yellow rose.

Sarı rengi seviyor musun?

Do you like the yellow colour?

Çocukların sarı saçları var.

The children have blonde hair.

Saçları sarı, gözleri mavi.

She has blonde hair and blue eyes.

- Arkadaşım sarı bir araba aldı.
- Arkadaşım sarı bir araba satın aldı.

My friend bought a yellow car.

Kırmızı, yeşil ve sarı olabiliyorlar.

You get them in red, as well as green and yellow.

O, sarı evin yanında duruyor.

She's standing next to the yellow house.

Oğlumun lastik ördeği sarı renklidir.

My son's rubber duck is yellow.

Kız saçına sarı kurdeleler takmıştı.

The girl wore yellow ribbons in her hair.

Kaç tane sarı çiçek var?

How many yellow flowers are there?

Mary'nin kumlu sarı saçları vardır.

Mary has sandy blonde hair.

Hakem ona sarı kartı gösterdi.

The referee showed him the yellow card.

Tom'un uzun sarı saçı var.

Tom has long blond hair.

O, şu sarı evde yaşıyor.

He lives in that yellow house.

Benim uzun sarı saçlarım var.

I have long blonde hair.

Orada sarı bir gül var.

There's a yellow rose there.

Sarı sayfalara bir göz at.

Look through the yellow pages.

Önümde sarı bir araba var.

There's a yellow car in front of me.

Sarı sayfalarda reklam yapar mısın?

Do you advertise in the Yellow Pages?

Mary'nin uzun sarı saçı var.

Mary has long blonde hair.

Sarı bir tane de var.

There's also a yellow one.

Bugün birçok sarı kelebek gördük.

We saw a lot of yellow butterflies today.

Mary sarı bir elbise giyiyor.

Mary is wearing a yellow dress.

O ağacın tohumları sarı renklidir.

The seeds of that tree are yellow.

Mavi boyayı sarı boyayla karıştır.

Blend the blue paint with the yellow paint.

Büyük sarı muzumu bulmak istiyorum.

I want to find my big yellow banana.

Tüm şehir sarı toz kaplıydı.

The entire city was covered in yellow dust.

Mary, sarı elbiseyi giyen kız.

Mary is the girl wearing the yellow dress.

Sarı bir spor arabam var.

I own a yellow sports car.

Sarı bir spor arabaya sahibiz.

We own a yellow sports car.

Bu sarı kazağı niçin denemiyorsun?

Why don't you try on this yellow sweater?

Bahçe güzel sarı çiçeklerle doluydu.

The garden was full of beautiful yellow flowers.

Akşamleyin güneş sarı değildir. Turuncudur.

The sun isn't yellow in the evening. It's orange.

Onun uzun sarı saçları vardı.

She had long blond hair.

Lidia'nın sarı düz saçları var.

Lidia has blonde straight hair.

Bu kuş bir sarı kuyruksallayan.

This bird is a wagtail.

Mutfak soluk sarı çinilerle kaplıydı.

The kitchen was lined with pale yellow tiles.

Dün sarı bir gömlek giyiyordum.

I was wearing a yellow shirt yesterday.

Sami sarı saçlarının rengini açtırdı.

Sami bleached his hair blond.