Translation of "Fil" in English

Fil vuruldu.

The elephant was shot.

Bir fil gibidir.

It's like an elephant.

Bir fil seviyorsunuz.

You like an elephant.

Fil trompet çalar.

The elephant trumpets.

Fil gri renklidir.

The elephant is grey.

Bir fil yiyebilirim.

I could eat an elephant.

Bir fil düşünmeyin.

Don't think of an elephant.

Fil aslanı eziyor.

The elephant crushes the lion.

Fil, hayvanat bahçesine getirildi.

The elephant was brought to the zoo.

Fil avcı tarafından öldürüldü.

The elephant was killed by the hunter.

Fil gösterisini izlemek eğlenceliydi.

Watching the elephant show was amusing.

Fil en güçlü hayvandır.

The elephant is the strongest animal.

Fil güçlü bir hayvandır.

An elephant is a strong animal.

Fil yalnız ve cesaretsizdi.

The elephant was alone and fainthearted.

Fil kocaman bir yaratıktır.

The elephant is an enormous creature.

Bugün Dünya Fil Günü.

Today is World Elephant Day.

Fil dişleri fildişinden yapılmıştır.

Elephant tusks consist of ivory.

Ormanda yaşayan bir fil ailesi.

A family of forest-dwelling elephants.

Fil küçük çocuklar tarafından sevilir.

The elephant is liked by little children.

Fil, bir inç hareket etmeyecektir.

The elephant won't move an inch.

Bu büyük memeliye fil denir.

That huge mammal is called an elephant.

Gerçek yaşamda hiç fil görmedim.

I had never seen an elephant in real life.

Fil en büyük kara hayvanıdır.

The elephant is the largest land animal.

Afrika'da kaç tane fil kaldı?

How many elephants are left in Africa?

Anne fil nehirde yavrusunu yıkadı.

The mother elephant bathes her baby in the river.

Onun fil olduğundan oldukça eminim.

I'm fairly certain that it was the elephant.

Bir fil olmak ister misin?

Would you like to be an elephant?

- Hiç uçan bir fil gördün mü?
- Hiç uçan bir fil gördünüz mü?

Have you ever seen a flying elephant?

...gece, fil ailesine trajedi yaşatmış durumda.

the night has brought tragedy to the elephant family.

Bu fil küçük çocuklar tarafından sevilir.

- This elephant is adored by small children.
- This elephant is loved by small kids.

Bir fil çok büyük bir hayvandır.

- An elephant is an enormous animal.
- An elephant is a very large animal.

Ben hiç gerçek bir fil görmemiştim.

I had never seen a real elephant.

Tom daha önce hiç fil görmedi.

Tom had never seen an elephant before.

Köpekler havlarken fil yürümeye devam eder.

The elephant walks on as the dogs bark.

Fil için bir yer buldun mu?

Did you find a place for the elephant?

Bir sabah, pijamalarımla bir fil vurdum.

One morning I shot an elephant in my pyjamas.

Bir fil değilsin. Küçük bir hayvansın.

You are not an elephant. You are a small animal.

Bir fil sürüsü, dişi liderlerinin öncülüğünde ilerlemekte.

Led by their matriarch, a herd of elephants is on the move.

Tom Mary için bir fil resmi çizdi.

Tom sketched a picture of an elephant for Mary.

Bu şimdiye kadar gördüğüm en büyük fil.

That's the biggest elephant I've ever seen.

Bu virüs nedeniyle birçok fil hayatını kaybetti.

Because of that virus, many elephants lost their lives.

Fil çocukları için çok şefkatli bir anne.

The elephant is a very caring mother for its children.

O birçok aslan, fil ve diğer hayvanı vurdu.

He shot many lions, elephants, and other animals.

Az sayıda fil Avrupa'ya gitmek için gönüllü olurdu.

Few elephants would volunteer to move to Europe.

Her yıl on binlerce fil, fildişleri için öldürülür.

Tens of thousands of elephants are killed every year for their ivory tusks.

- Filler nesilleri tükenme tehlikesi içindeler.
- Fil soyu, tükenme tehlikesi altındadır.

Elephants are in danger of dying out.

- Bir fil çok büyük bir hayvandır.
- Filler iri bir hayvandır.

An elephant is an enormous animal.

Hangisinin daha büyük beyni vardır, bir fil mi yoksa bir insan mı?

Which has the biggest brain, an elephant or a person?

22 dereceye düşen sıcaklığa katlanılabiliyor. Bu fil ailesi güneş çıkmadan içme suyu bulmak zorunda.

It's down to a manageable 22. This elephant family must find drinking water before the sun returns.

- Bu file, küçük çocuklar tarafından hayran olunur.
- Bu fil, küçük çocuklar tarafından çok sevilir.

This elephant is adored by small children.

- Tom'un yanındayken kendimi hep diken üstünde hissediyorum.
- Tom'la beraberken kendimi hep züccaciye dükkânındaki fil gibi hissediyorum.

I feel like I'm always walking on eggshells when I'm with Tom.

Fil ve zürafanın ortak ataları olmasaydı biri onların boyunlarında tam eşit sayıdaki omurgaya sahip olduklarını muhtemelen nasıl fark edebilirdi?

Had the elephant and the giraffe not had common ancestors, how might one possibly have observed that they had an exactly equal number of vertebrae in their necks?