Translation of "Farklılık" in English

0.004 sec.

Examples of using "Farklılık" in a sentence and their english translations:

Farklılık yaratacağız.

We will make the difference.

Farklılık ilgi çekicidir.

The difference is interesting.

İnsanlar farklılık yaratmayı önemser.

People are looking to make a difference.

Farklılık yaratan şey neydi?

So what made the difference?

Çok büyük farklılık yok.

There is no significant difference.

Herhangi bir farklılık yaratmadı.

- That wouldn't make any difference.
- It wouldn't make any difference.

Markalarda bir farklılık var.

There's a difference in the brands.

Oyun orijinal hikayeden farklılık gösterir.

The drama differs from the original story.

Bu kültürden kültüre farklılık gösterir.

It differs from culture to culture.

Bunlar arasında hiçbir farklılık yok.

There's no difference between these.

Hücrelere göre direnç konusu farklılık gösteriyor

the subject of resistance differs according to the cells

Biz, sorunun çözümüne gelince farklılık gösterdik.

We differed as to the solution to the problem.

Sofra adabı ülkeden ülkeye farklılık gösterir.

Table manners differ from country to country.

- Farklılık yok.
- Herhangi bir fark yok.

- There's no difference.
- There is no difference.
- There isn't any difference.

Senin fikrin onunkinden nasıl farklılık gösteriyor?

How does your opinion differ from his?

ülkeden ülkeye farklılık gösteren, renklerin çağrıştırdıkları anlamlardan.

which can vary from country and country and culture to culture.

Fakat bizle farklılık gösteren durumlar da var

But there are situations that differ with us

Farklılık göstermesi ise zaten normal bir şey

is a normal thing

Çin ve Japonya birçok noktada farklılık gösterirler.

China and Japan differ in many points.

Fakat ayrıca sizin için de farklılık yaratmayı umuyorum.

But also, I hope I can make a difference for you.

Ve kadınlarla erkekler arasında kesinlikle hiçbir farklılık bulamadık,

and we found absolutely no differences between men and women

Bizim zamanımızla geçmişteki zaman bir birinden farklılık gösteriyor

Our time and the past differ from each other

- Birçok açıdan farklılık gösterirler.
- Pek çok açıdan benzemezler.

They differ in many respects.

Senin ve onun arasında birkaç önemli farklılık var.

There are several important differences between you and him.

Senin düşüncenle onunki arasında bir farklılık var mı?

Is there any difference between your idea and hers?

Ve tüm Progeria topluluğu için bir farklılık yaratmayı umuyorum.

the other 142 progeria kids, and the whole progeria community.

- Üniformalar okuldan okula değişir.
- Üniformalar okuldan okula farklılık gösterir.

Uniforms differ from school to school.

- Tom'un farklı olduğunu biliyorum.
- Tom'da bir farklılık olduğunu biliyorum.

- I know Tom is different.
- I know that Tom is different.

Yarın yağmur yağıp yağmayacağı bizim için bir farklılık yaratır.

It makes a difference to us whether it rains tomorrow.

Kıyafet konusunda ise Osmanlı döneminde biraz farklılık gösteriyor bölgelere göre

In terms of clothing, it differs slightly in the Ottoman period according to the regions.

Kırsal bölgelerde ise az önce de belirtmiştik birazcık farklılık var

In the rural areas, we have already mentioned a little difference

Bir teori ve bir düşünce arasında büyük bir farklılık vardır.

There's a great difference between a theory and an idea.

Erkek ve kadınların düşünme biçimleri arasında bir farklılık var mı?

Is there a difference between the way of thinking of men and women?

Esperantistlerin ve Yehova Şahitlerinin yaklaşımları arasındaki herhangi bir farklılık görmüyorum.

I don't see any differences between the approaches of Esperantists and of Jehovah's Witnesses.

Uzi ve Shizuoka'dan gelen çaylar arasında herhangi bir farklılık var mı?

Is there any difference between the tea from Shizuoka and that from Uzi?

İki "evet" arasındaki farklılık; "evet" ve "hayır" arasındakinden daha büyük olabilir.

The difference between the two types of "yes" may be greater than between "yes" and "no".

- Teoride, teori ve pratik arasında hiçbir fark yoktur. Fakat pratikte var.
- Teoride, teori ve uygulama arasında farklılık yok. Ama uygulamada var.

In theory, there is no difference between theory and practice. But, in practice, there is.