Translation of "Evlenmiş" in English

Geçen ay evlenmiş olacaklardı.

They were to have been married last month.

Mayısta evlenmiş olmaları gerekiyordu.

They were supposed to have gotten married in May.

Bir gün evlenmiş olacağız.

One day we shall be married.

Annem ve babam Boston'da evlenmiş.

My parents got married in Boston.

Onun İki kez evlenmiş olduğu doğruydu.

- The fact that she had gotten married twice was true.
- It was true that she had gotten married twice.

Tom, Mary'nin yeni evlenmiş olduğunu bilmiyordu.

- Tom didn't know that Mary had just gotten married.
- Tom didn't know Mary had just gotten married.

Mayısta evlenmiş olmaları gerekiyordu ama evlenmediler.

They were supposed to have gotten married in May, but they didn't.

Tom Maria'nın evlenmiş olduğunu duyunca, şaşırdı.

Tom was surprised to hear Mary had gotten married.

Sen hapishaneden çıkmadan önce, o evlenmiş olacak.

By the time you get out of prison, she'll be married.

Tom ve Mary'nin gerçekten evlenmiş olabileceğini düşünüyorum.

- I think Tom and Mary might actually get married.
- I think that Tom and Mary might actually get married.

Sen hapishaneden çıkıncaya kadar o evlenmiş olacak.

By the time you get out of prison, she'll have been married.

Tom ve Mary şimdiye kadar evlenmiş olmalı.

Tom and Mary must be married by now.

Bir Fransız erkeği ile evlenmiş bir kızım var.

I have a daughter who married a Frenchman.

İşte bu kadar kadın 18 yaşından önce evlenmiş durumda.

That's the number of women who were married before their 18th birthday.

Tom ve Mary'nin şu ana kadar evlenmiş olacağını düşündüm.

- I thought Tom and Mary would be married by now.
- I thought that Tom and Mary would be married by now.

- Kendimi evli düşünemiyorum hiç.
- Kendimi evlenmiş olarak hiç hayal edemiyorum.

I can't see myself ever getting married.

Tom ve Mary yeni evlendi ama onlar yeni evlenmiş gibi davranmıyorlar.

Tom and Mary just got married, but they don't act like newlyweds.

- Seninle evlenmiş olsa, şimdi mutlu olurdu.
- Eğer seninle evlendiyse şimdi mutlu olmalı.

If she had married you, she would be happy now.

Tom daha önce defalarca evlenmiş olan ünlü bir aktrisle evlendiği için ünlü oldu.

Tom became famous because he married a famous actress who had been married many times before.