Translation of "Etrafındaki" in English

0.006 sec.

Examples of using "Etrafındaki" in a sentence and their english translations:

O, etrafındaki insanlardan farklı.

He is different from the people around him.

Tom etrafındaki herkese baktı.

Tom looked around at everyone.

Okinawa etrafındaki sıcak denizi seviyorum.

I like the warm sea around Okinawa.

Tom kasabanın etrafındaki yolunu bilmiyor.

Tom doesn't know his way around town.

Güneş etrafındaki bu yolculukta hep birlikteyiz.

We are all on this journey around the sun together.

Gezegenimizin durumu etrafındaki sessizliği yıkmamız gerekiyor;

We need to break the silence around the condition of our planet;

Eriyen dondurmanın etrafındaki alan karıncalarla kaynıyordu.

The area around the melting ice cream was crawling with ants.

Gemi ile dünya etrafındaki yolculuğuna başladı.

He started his voyage around the world in his sailboat.

İyi bir programcı etrafındaki herkesi etkileyecektir.

A good programmer will influence everyone around him.

Güneşin dünyanın etrafındaki hareketi bir yanılsamadır.

The movement of the sun around the earth is an illusion.

Etrafındaki insanlarla yumuşak bir şekilde konuştu.

He spoke softly to the men around him.

Sami etrafındaki diğer insanlara ihtiyaç duyuyordu.

Sami needed other people around him.

Sadece herkesin etrafındaki mermiler ve askerlerle savaşmayı

It doesn't only depict the image everyone thinks of when they think of war

Yarasalar, burunlarının etrafındaki ısı algılayıcılarla hedef belirler.

The bats use heat sensors around their noses to choose the target.

Tom her zaman etrafındaki insanlara patronluk yapıyor.

Tom is always bossing people around.

Neptün Güneş etrafındaki dönüşünü 165 yılda tamamlar.

It takes 165 years for Neptune to orbit around the sun.

Arpa ve buğday köyün etrafındaki tarlalarda büyür.

Barley and wheat grow in the fields around the village.

Satürn'ün etrafındaki halkalar toz ve buzdan oluşurlar.

The rings around Saturn are made up of dust and ice.

Onlar bir bal küpü etrafındaki sinekler gibi.

They are like flies around a honeypot.

Farkındaysanız etrafındaki insanlar da zaten dikkatlice ona bakıyor

If you are aware, people around you are already looking carefully

Sıra büyüktü ve blok etrafındaki bütün yolda uzanıyordu.

The line was huge and stretched all the way around the block.

Sputnik 1 dünyanın etrafındaki yörüngede dönen ilk uyduydu.

Sputnik 1 was the first satellite to orbit around the Earth.

Mary her zaman etrafındaki herkese patronluk yapmaya çalışıyor.

Mary is always trying to boss everyone around.

NASA'nın Juno uzay aracı Jüpiter etrafındaki yörüngesine girdi.

NASA's Juno spacecraft has entered into orbit around Jupiter.

Biz kilisenin etrafındaki bütün çimenleri ve yabani otları kestik.

We cut away all the grass and weeds around the church.

Dan benzin istasyonunda kendi etrafındaki polisler olduğunu fark etti.

Dan noticed that there were cops all around him at the petrol station.

Çıkıştaki akış hızı, çıkış kapakçığının etrafındaki basınç farkıyla orantılıdır.

The exit flowrate is proportional to the pressure difference around the exit valve.

Çirkin bir bayan eş bahçenin etrafındaki iyi bir çit gibidir.

An ugly wife is a good fence around the garden.

Uzay sondaları tarafından çekilen resimler, Jüpiter'in etrafındaki ince halkaları gösterdi.

Pictures taken by space probes have shown thin rings around Jupiter.

Çocuklar bal küpünün etrafındaki sinekler gibi çekici kadının etrafına üşüştü.

Boys flocked to the attractive woman like flies around a honeypot.

Bu, Amerika Birleşik Devletleri etrafındaki gezimle ilgili iyi bir hatıra olacak.

This will be a good souvenir of my trip around the United States.

Kulübe etrafındaki duvar insan kemiklerinden yapılmış ve onun üstünde kafatasları vardı.

The wall around the hut was made of human bones and on its top were skulls.

Sami, karısı da dahil olmak üzere etrafındaki her bir kişiyi aldatmıştı.

Sami fooled every person around him, including his wife.

Epinefrin, hava yollarının etrafındaki kasları gevşeterek ve tamamen kapanmasını engelleyerek birisinin hayatını kurtarabilir.

Epinephrine can save someone's life by relaxing the muscles around the airways and preventing them from closing completely.