Translation of "Doldu" in English

0.005 sec.

Examples of using "Doldu" in a sentence and their english translations:

Zaman doldu.

Time is up.

Gözleri doldu.

Her eyes filled with tears.

Ve gözleri doldu.

and became tearful.

Oda dumanla doldu.

The room became filled with smoke.

Gözlerime gözyaşları doldu.

Tears welled up in my eyes.

Gözlerim yaşlarla doldu.

My eyes filled with tears.

Zaman artık doldu.

Time is up now.

Sayfalar terle doldu.

The sheets were soaked with sweat.

Şehir panikle doldu.

The city was filled with panic.

Gözleri yaşla doldu.

Tears filled his eyes.

Gözleri yaşlarla doldu.

Her eyes welled up with tears.

Vizemin süresi doldu.

My visa has expired.

Kredi kartımın limiti doldu.

My credit card is maxed out.

Kredi kartlarımın limiti doldu.

My credit cards are maxed out.

Kiramın yarın vadesi doldu.

My rent's due tomorrow.

Benim pasaportumun süresi doldu.

My passport has expired.

Tom'un pasaportunun süresi doldu.

Tom's passport has expired.

Senin otuz dakikan doldu.

Your thirty minutes are up.

Onun gözleri gözyaşlarıyla doldu.

His eyes filled with tears.

Manzarayı gördüğümde gözlerim doldu.

When I saw the sight, tears came into my eyes.

- Gözlerim doldu.
- Çok duygulandım.

I'm so moved.

Tom'un gözleri gözyaşlarıyla doldu.

Tom's eyes filled with tears.

Sürücü belgenin kullanım süresi doldu.

Your driver's license has expired.

Zaman doldu. Kağıtlarını teslim et.

Time is up. Hand in your papers.

Süre doldu. Lütfen sınavlarınızı verin.

Time's up. Please pass in your exams.

Sizin otuz dakika neredeyse doldu.

Your thirty minutes are almost up.

Tüm kredi kartlarımın limiti doldu.

All my credit cards are maxed out.

- Zamanım doldu mu?
- Sürem bitti mi?

Is my time up?

ID kartımın süresi doldu, ne yapmalıyım?

My ID card has expired, what should I do?

Tom'un vizesi üç ay önce doldu.

Tom's visa expired three months ago.

Karınları balıkla doldu, kurulanıp kürklerini fırçalama vakti.

Full of fish, it's time to dry off and brush up.

Dün gece stadyuma yaklaşık seksen bin seyirci doldu.

About eighty thousand spectators packed into the stadium last night.

Mary, Tom onun vazosunu kırdıktan sonra nefretle doldu.

Mary bristled with rage after Tom broke her vase.

Dubai binalarla ve büyük projelerle doldu; yüzlerce gökdelen, kocaman alışveriş

Dubai was full of buildings and large projects: hundreds of skyscrapers, gigantic shopping

Tanrı yeryüzüne baktı ve her şeyin ne denli bozulduğunu gördü. Çünkü insanlar yoldan çıkmıştı. Tanrı Nuh'a, "İnsanlığa son vereceğim" dedi, "Çünkü onların yüzünden yeryüzü zorbalık doldu. Onlarla birlikte yeryüzünü de yok edeceğim."

And when God had seen that the earth was corrupted (for all flesh had corrupted its way upon the earth), He said to Noah: The end of all flesh is come before me, the earth is filled with iniquity through them, and I will destroy them with the earth.