Translation of "Demiş" in English

0.005 sec.

Examples of using "Demiş" in a sentence and their english translations:

Onlara ne demiş?

What did she say to them?

çünkü atalarımız ne demiş?

because what did our ancestors say?

Verelim kullansınlar programı demiş

Let us use the program said

Demiş ki ulan inek

He said the cow

Antik Adam demiş ki

The Ancient Man said

Yunan filozof Heraclitus demiş ki:

The Greek philosopher Heraclitus said:

Çoğunun evet demiş olmasına minnettarım.

I am grateful many of them said yes.

Bırak zeki çocuklar uğraşsınlar demiş

Let the clever kids bother!

Berkhan Ürk arkadaşımız demiş ki

Our friend Berkhan Ürk said

Yürü git Allah aşkına demiş

Go and go, God said for your love

Enes Doğan milletçe alkışlıyoruz demiş

Enes Doğan said we applaud the nation

Ahmet Burak Demirel demiş ki

Ahmet Burak Demirel said that

Hık demiş babasının burnundan düşmüş.

He and his father are like two peas in a pod.

Tom kolayca hayır demiş olabilir.

Tom could easily have said no.

Bedirhan Canpolat isimli arkadaşımız demiş ki

Our friend named Bedirhan Canpolat said

Tom hık demiş babasının burnundan düşmüş.

Tom is the spitting image of his father.

Dünyanın yuvarlak olduğuna inanmıyorsun demiş ve gülmüş

He said you don't believe the world is round and laughed

Ali Soytürk isimli takipçimiz ise mal demiş

Our follower named Ali Soytürk said goods

Demiş ve üç tane de gülücük atmış

He said, and three smiles

Evrende her şey ama her şey yuvarlaktır demiş

He said everything but everything is round in the universe

Neden öyle deliler gibi konuşuyorsun gözünü seveyim demiş

Why do you speak like crazy, he said I love your eyes

Beynim olmasaydı ve video çekseydim buna benzerdi demiş

He said if I had no brains and I made a video, it would look like this

Piyano game demiş ki dünya yuvarlak değil geoit

Piano game said that the world is not round geoit

Yuvarlak da değil düz de değil eliptik demiş

He said not elliptical nor round or flat

Tom, Mary'nin ne demiş olduğunun doğru olduğunu biliyordu.

- Tom knew that what Mary had said was true.
- Tom knew what Mary had said was true.

Dedi ki yorumda birisi sana yobaz demiş gördün mü?

He said in the comment did you see someone call you bigot?

Nietzsche "Siz de bir canavara dönüşmek istemiyorsanız canavarla savaşmayın." demiş.

Nietzsche said, "Battle ye not with monsters, lest monsters ye become."

Ya da gidip lise 1 fizik okusun öğrenir demiş Poyraz Ölmez

or Poyraz Ölmez, who said that he would go and learn high school physics 1

Birisi bir keresinde demiş ki: “Bir Japon'a nasıl Japonca konuşacağını söyleme.”

Someone once said: "Don't tell a Japanese how to speak Japanese."

- Nietzsche "Siz de bir canavara dönüşmek istemiyorsanız canavarla savaşmayın." demiş.
- "Her kim bir canavarla çarpışmayı göze alırsa, bir canavar olmayı da göze alsın." demiş Nietzsche.

Nietzsche said, "Battle ye not with monsters, lest monsters ye become."

- "Tanrıların sevdikleri genç ölür", denirmiş eskiden.
- "Tanrıların sevdiği insan genç ölür", demiş eskiler.

"Whom the gods love die young", was said of yore.

40 dakikaya kadar, belli bir kullanıcıya kadar sana demiş bedava la reklamsız kullan yahu

Up to 40 minutes, up to a certain user, use it for free, without advertising

- Ahşap bir yatak altın tabuttan daha iyidir.
- Yaşayan bir köpek ölü bir aslandan daha iyidir.
- Bülbülü altın kafese koymuşlar, "ah vatanım" demiş.

A wooden bed is better than a golden coffin.

Bir İngiliz, İskoç, İrlandalı, Galli, Gurka, Leton, Türk, Avustralyalı, Alman, Amerikalı, Mısırlı, Japon, Meksikalı, İspanyol, Rus, Leh, Litvan, Ürdünlü, Yeni Zelandalı, İsveçli, Fin, İsrailli, Rumen, Bulgar, Sırp, İsviçreli, Yunan, Singapurlu, İtalyan, Norveçli, Arjantinli, Libyalı ve Güney Afrikalı bir gece kulübüne gitmişler. Kulüp fedaisi de “Üzgünüm, bir Taylandlı olmadan içeri girmenize izin veremem.” demiş.

An Englishman, a Scotsman, an Irishman, a Welshman, a Gurkha, a Latvian, a Turk, an Aussie, a German, an American, an Egyptian, a Japanese, a Mexican, a Spaniard, a Russian, a Pole, a Lithuanian, a Jordanian, a Kiwi, a Swede, a Finn, an Israeli, a Romanian, a Bulgarian, a Serb, a Swiss, a Greek, a Singaporean, an Italian, a Norwegian, an Argentinian, a Libyan and a South African went to a night club. The bouncer said: "Sorry, I can't let you in without a Thai."