Translation of "Düzenli" in English

0.053 sec.

Examples of using "Düzenli" in a sentence and their english translations:

Âdetlerim düzenli.

My period is regular.

Tom düzenli.

Tom is a regular.

Düzenli misin?

Are you tidy?

Gerçekten düzenli.

It's really neat.

Düzenli değilim.

I'm not neat.

Düzenli olarak, basında

Routinely, in the media,

Düzenli olarak haberleşiyoruz.

We've been communicating regularly.

Tom düzenli görünüyor.

Tom seems to be organized.

Kağıtlarınız düzenli görünüyor.

Your papers seem to be in order.

Her şey düzenli.

- Everything's in order.
- Everything is in order.

Tom düzenli değildir.

Tom isn't tidy.

Sen düzenli misin?

Are you neat?

Sanırım Tom düzenli.

- I think Tom is organized.
- I think that Tom is organized.

Odanızı düzenli tutmalısınız.

You must keep your room tidy.

Tom'un evi düzenli.

Tom's house is tidy.

Tom çok düzenli.

Tom is very neat.

Tom düzenli değildi.

Tom wasn't neat.

Düzenli çalışıyor musunuz?

Do you work out regularly?

Düzenli şekilde yüzerim.

I swim regularly.

Düzenli olarak buluştular.

They met regularly.

Düzenli bir nabzın var.

You have a regular pulse.

Düzenli egzersiz yapmaya inanıyorum.

I believe in exercising regularly.

Volkan düzenli aralıklarla püskürür.

The volcano erupts at regular intervals.

Onun nabız düzenli mi?

Is his pulse regular?

Düzenli bir iş arıyorum.

I'm looking for some regular work.

O düzenli bir işkolik.

- He's your regular workaholic.
- She's your regular workaholic.
- He's a regular workaholic.
- She's a regular workaholic.

O düzenli bir güzellik.

She is a regular beauty.

Düzenli olarak yemek zorundasın.

You have to eat regularly.

Düzenli olarak makale yazıyorum.

I write articles regularly.

Her şey düzenli olmalı.

Everything should be in order.

Tom genellikle oldukça düzenli.

Tom is usually quite organized.

Tom çok düzenli değil.

Tom isn't very organized.

Tom asla düzenli değildi.

Tom never was neat.

Tom düzenli, değil mi?

Tom is tidy, isn't he?

Arabana düzenli bakım yapmalısın.

You should perform regular maintenance on your car.

Düzenli bir dairesi var.

She has a a tidy apartment.

Sen çok düzenli değilsin.

You're not very tidy.

- Düzenli misin?
- Tertipli misin?

Are you organized?

Kan dolaşımı düzenli değil.

The cycle of blood is not regular.

Her şey düzenli görünüyor.

Everything seems in order.

Eşyaları düzenli tutman gerekiyor.

You need to keep things organized.

Mary'nin dairesi çok düzenli.

Mary's apartment is very tidy.

- Tom düzenli.
- Tom düzenlidir.

- Tom is organized.
- Tom is tidy.

Tom düzenli olarak çalışır.

Tom works methodically.

Her şey düzenli mi?

Is everything in order?

Tom'un düzenli olduğunu düşünüyorum.

- I think Tom is tidy.
- I think that Tom is tidy.

Bizim sınıf düzenli tutuldu.

Our classroom was kept tidy.

Düzenli olarak piyano çalmalısın.

You should practice playing the piano regularly.

Tom düzenli bir müşteridir.

Tom is a regular customer.

Birbirimizle düzenli olarak görüşüyoruz.

We see each other regularly.

Sen çok düzenli görünüyorsun.

You seem to be very organized.

Parkta düzenli olarak koşarım.

I regularly run in the park.

Tom muhtemelen düzenli olacak.

Tom is likely to be organized.

Düzenli egzersiz yapıyor musun?

Do you exercise regularly?

Tom düzenli gibi görünüyor.

It looks like Tom is organized.

Tom'un dairesi çok düzenli.

Tom's apartment is very tidy.

Onu pek düzenli yapmıyorum.

I don't do that very regularly.

Tom'un düzenli olduğunu biliyorum.

- I know Tom is methodical.
- I know that Tom is methodical.

Tom düzenli müşteri değil.

Tom isn't a regular customer.

- Tom düzenli bir kan vericisi.
- Tom düzenli bir kan bağışçısı.

Tom is a regular blood donor.

- Düzenli olarak görüşmeye devam ettiler.
- Düzenli olarak buluşmaya devam ettiler.

They continued to meet regularly.

Düzenli bağışçı olmayı düşünür müydünüz?

Would you consider becoming a monthly donor?

Odanı temiz ve düzenli tut.

Keep your room neat and tidy.

O sınıfta düzenli devam gereklidir.

Regular attendance is required in that class.

Futbol kulübünün düzenli bir üyesiydi.

He was a regular member of the soccer club.

Tom çok düzenli, değil mi?

Tom is very tidy, isn't he?

Tom düzenli işçilerimizden biri değil.

Tom isn't one of our regular employees.

Sanırım her şeyi düzenli bulacaksın.

I think you'll find everything in order.

Odan her zaman çok düzenli.

Your room is always so neat.

Her şey çok düzenli gitti.

Everything went very smoothly.

Biz bunu düzenli olarak kullanırız.

We use it regularly.

Yazılımınızın düzenli aralıklarla güncellenmesi gerek.

Your software needs to be updated periodically.

Tom'un daha düzenli olması gerekiyor.

Tom needs to get more organized.

İncil'i düzenli olarak okuyor musun?

Do you regularly read the Bible?

Tom kiliseye düzenli olarak gider.

Tom attends church regularly.

Onlar işçilerine düzenli istihdamı garantiledi.

They guaranteed regular employment to their workers.

Tom sadece düzenli bir adam.

Tom is just a regular guy.

Öğrenciler derslere düzenli olarak katılmalıdırlar.

Students should attend classes regularly.

Her zaman ofisini düzenli tutmak.

Always keep your office tidy.

Onun odası her zaman düzenli.

His room is always tidy.

Tom düzenli vücut egzersizi yapar.

Tom works out regularly.

Leyla'nın düzenli bir işi vardı.

Layla had a regular job.

Sami düzenli iş elbiselerini giydi.

Sami wore his regular work clothes.

Tom bunu düzenli olarak yapmaz.

Tom doesn't do that regularly.

Sürücüyü düzenli olarak birleştirmeniz gerekiyor.

You need to defragment the drive on a regular basis.

Tom düzenli, ama Mary değil.

Tom is tidy, but Mary isn't.

Tom benim kadar düzenli değil.

Tom isn't as neat as I am.

Tom'un düzenli bir işi yok.

Tom doesn't have a regular job.

Arkadaşlarıyla düzenli olarak döner yer.

He regularly eats doner kebab with his friends.

- O, beni düzenli olarak ziyaret ederdi.
- O düzenli olarak beni ziyaret ederdi.

She used to visit me regularly.