Translation of "Buluştum" in English

Onlarla buluştum.

I met them.

Arkadaşlarımla buluştum.

I met my friends.

Prensin kendisiyle buluştum.

I met the prince himself.

Dün Christina'yla buluştum.

Yesterday I met Christina.

Dün Julia'yla buluştum.

Yesterday I met Julia.

Onlarla Avustralya'da buluştum.

I met them in Australia.

Onunla Avustralya'da buluştum.

I met him in Australia.

Onlarla burada buluştum.

I met them here.

Onunla burada buluştum.

I met him here.

Dün arkadaşlarımla buluştum.

I met my friends yesterday.

Onunla kalabalıkta buluştum.

I met him in the crowd.

- Nihayet bugün onlarla buluştum.
- Sonunda bugün onlarla buluştum.

I finally met them today.

Onunla bir kez buluştum.

I met him once.

Ben senin arkadaşınla buluştum.

I met your friend.

Ben başkanın kendisiyle buluştum.

I met the president himself.

Onunla şehir merkezinde buluştum.

- I met him in the city centre.
- I met him downtown.
- I met him in the town centre.

İşten sonra Tom'la buluştum.

- I met Tom after work.
- After work I met with Tom.

Dün Mary ile buluştum.

I met Mary yesterday.

Dün sadece Tom'la buluştum.

I just met Tom yesterday.

Orada erkek arkadaşımla buluştum.

I met my boyfriend there.

Dün Ken ile buluştum.

I met Ken yesterday.

Onunla önceki gün buluştum.

I met him the day before yesterday.

Onların evinde onlarla buluştum.

I met them at their house.

Onlarla bir partide buluştum.

I met them at a party.

Onunla bir partide buluştum.

I met him at a party.

İşten sonra onlarla buluştum.

I met them after work.

İşten sonra onunla buluştum.

I met him after work.

Nihayet bugün onunla buluştum.

I finally met him today.

Dün otelde Ben'le buluştum.

I met Ben at the hotel yesterday.

Kahvaltı için Tom'la buluştum.

I met Tom for breakfast.

Onunla mağazanın önünde buluştum.

I met him in front of the store.

Bir otobüs beklerken, arkadaşımla buluştum.

Waiting for a bus, I met my friend.

Dün eski bir arkadaşımla buluştum.

I met an old friend yesterday.

Akşam yemeği için Tom'la buluştum.

I met Tom for dinner.

Geçen gün Kyoto'da Meg'le buluştum.

The other day I met Meg in Kyoto.

Pazartesi günü kütüphanede Tom'la buluştum.

I met Tom in the library on Monday.

Geçen çarşamba sabahı arkadaşlarımla buluştum.

I met my friends last Wednesday morning.

Öğle yemeği için Tom'la buluştum.

I met Tom for lunch.

Onlarla sadece üç kez buluştum.

I only met them three times.

Akşam yemeği için onlarla buluştum.

I met them for dinner.

Akşam yemeği için onunla buluştum.

I met him for dinner.

Bugün erken saatlerde Tom'la buluştum.

I met with Tom earlier today.

Yaşamın farklı bir fikri ile buluştum.

I came in contact with a different idea of life.

Ben senin karını öldüren kişiyle buluştum.

I met the person who killed your wife.

- Dün Tom'la karşılaştım.
- Dün Tom'la buluştum.

I met Tom yesterday.

- Bugün Tom'la karşılaştım.
- Bugün Tom'la buluştum.

I met with Tom today.

Geçen hafta onun kız kardeşiyle buluştum.

I met his sister last week.

Ben bugün erken saatlerde Tom'la buluştum.

I met up with Tom earlier today.

Dün gece bazı eski arkadaşlarla buluştum.

I got together with some old friends last night.

Birkaç ay sonra Sarah ile tekrar buluştum.

A couple of months later, I met Sarah again.

- Dün Ken'le karşılaştım.
- Dün Ken ile buluştum.

I met Ken yesterday.

İşten sonra bir içki için Tom'la buluştum.

I met Tom for a drink after work.

Ayın on üçünde cuma günü Tom'la buluştum.

I met Tom on Friday the 13th.

İşten sonra birkaç içki için Tom'la buluştum.

I met Tom for a few drinks after work.

- Dün otelde Tom'la buluştum.
- Dün otelde Tom'a rastladım.

I met Tom at the hotel yesterday.

- Ben onunla bir barda buluştum.
- Onunla bir barda tanıştım.

I met him in a bar.

- Geçen gün Kyoto'da Meg'le buluştum.
- Geçen gün Kyoto'da Meg'e rastladım.

The other day I met Meg in Kyoto.

- Üç yıldır görmediğim bir arkadaşla görüştüm.
- Üç yıldır görmediğim bir arkadaşla buluştum.

- I met a friend whom I had not seen for three years.
- I met a friend I hadn't seen for three years.

- Onunla istasyonun oradaki kahvecide karşılaştım.
- Onunla istasyonun oradaki kahvecide buluştum.
- Onunla istasyonun yakınındaki bir kafede tanıştım.

I met her in a coffee shop near the station.