Translation of "Birazcık" in English

0.011 sec.

Examples of using "Birazcık" in a sentence and their english translations:

Birazcık farklı

a little different

Birazcık şişmansın.

You are a bit fat.

Birazcık meşgulüm.

I'm a little bit busy.

Evet, birazcık.

Yes, a little bit.

O birazcık yavaş, birazcık bekleyebilir misin?

It's a bit slow, can you wait for a bit?

Birazcık inek biriyim

So I'm a bit of a nerd,

Birazcık zor oluyor.

It's a little bit tough.

Birazcık az kalıyor

a little less

Birazcık günümüze harmanlaşmış

a little blended to the present

Birazcık yakından tanıyalım

let's get to know a little bit

Tom birazcık korkak.

Tom is a bit of a coward.

Kapı birazcık aralandı.

The door opened a crack.

Birazcık araştırma yaptım.

I did a little research.

Sen birazcık değişmedin.

You haven't changed one bit.

O birazcık şişman.

He's a little fat.

Tom birazcık kazandı.

Tom got bit.

Bugün birazcık soğuk.

It's a bit cold today.

Beni birazcık üzdü.

It made me a little sad.

Birazcık Fransızca konuşabilirim.

I can speak a tiny bit of French.

Birazcık araştırma yapıyordum.

I've been doing a little research.

Tom birazcık züppe.

Tom is a bit of a snob.

Tom birazcık konuşkan.

Tom's a bit of a talker.

Birazcık ihlal hissediyorum.

I feel violated a little bit.

Tamam. Birazcık daha.

OK. Just a little more.

Leyla birazcık utangaçtı.

Layla was a little bit shy.

Birazcık kızarmış görünüyorsun.

You look a little flushed.

Birazcık yorgun görünüyorsun.

You look kind of tired.

- Sokaktan evime birazcık yol var.
- Evim sokaktan birazcık uzak.

My house is a little way from the street.

Birazcık bile araştırılmış değil.

Nothing even remotely researched at all.

Ben birazcık pasta istiyorum.

I'd like a little bit of cake.

Birazcık heyecan istemez misin?

Don't you want a little excitement?

Tom birazcık gergin görünüyor.

Tom looks a little nervous.

Tom kapıyı birazcık araladı.

Tom opened the door a crack.

Ondan hâlâ birazcık kaldı.

There's still a bit of it left.

Birazcık teşviğe ihtiyacım vardı.

I just needed a little encouragement.

Tom pencereyi birazcık araladı.

Tom opened the window a crack.

Bana birazcık dondurma bırak.

Leave me a bit of ice cream.

Tom birazcık hanım evladı.

Tom is a bit of a sissy.

Tom birazcık tart aldı.

Tom got a little bit of pie.

Bardakta birazcık su var.

There's a little bit of water in the glass.

Ben bunu birazcık basitleştirdim.

I've simplified it a little bit.

Burada birazcık oturmanı istiyorum.

I want you to sit here.

Birazcık "American Idol"ı andırıyor,

Think of it as being kind of like "American Idol,"

Cesaret verici ancak birazcık şüpheciydi.

He was encouraging but a bit skeptical.

O günleri hatırlayıp birazcık gülümseyelim

Let's remember those days and smile a little

Bu günümüze birazcık evrilerek gelmiştir

This has evolved a little bit today

Mikrofon açıldığında kalite birazcık düşüyor

quality drops slightly when the microphone is turned on

Birazcık bile vicdanı olan insanların

people with a little conscience

Bizde ise durum birazcık farklı

In us, the situation is a little different.

Bana ondan sadece birazcık verin.

Give me just a little.

Birazcık makyaj onda harikalar yarattı.

A little make-up worked wonders with her.

O, oryantal sanatında birazcık uzmandır.

He is something of an expert on oriental art.

Onlar birazcık iş bile yapmazlar.

They don't do a lick of work.

Bana sorarsan, o birazcık aptal.

He is a bit of a fool, if you ask me.

Tom kapıyı iterek birazcık araladı.

Tom nudged the door open a crack.

Bana birazcık daha verebilir misin?

Can you give me a little bit more?

Tom birazcık bir kıza benziyor.

Tom looks a little bit like a girl.

Lütfen pencereyi birazcık aralar mısın?

Could you please crack open a window?

Beni hâlâ birazcık seviyor musun?

Do you still love me a little?

Birazcık hava almaya ihtiyacım vardı.

I needed a little air.

Birazcık öğrenme tehlikeli bir şeydir.

A little learning is a dangerous thing.

Fransızca konuşabilirim ama sadece birazcık.

I can speak French, but only a little bit.

Tom benden birazcık daha uzun.

Tom is just a little taller than me.

Tom birazcık bile korkmuş görünmüyor.

Tom doesn't look even a little bit scared.

Birazcık bir kız gibi görünüyorsun.

You look a little bit like a girl.

Şu çocuktan birazcık feyz al.

Learn a bit from that kid.

Ama açıkçası, bu birazcık uç nokta

But obviously, that's a bit extreme

Neden gidip kadınlardan birazcık yardım istemediler?

why didn't they just ask women for a little help?

Bu felaketleri gördükçe birazcık içimiz kararıyor

a little bit darker as we see these disasters

Bu konu birazcık daha diğerlerinden farklı

This topic is a little different from others

Sadece geçmişe gidip atalarımızdan birazcık edep

Just go back and get a little bit of our ancestors

Birazcık daha artık piyasaya girmişti Apple

A little bit more now Apple has been on the market

Yeni yasa birazcık organize suçu kapsamalıdır.

The new law should take a bite out of organized crime.

Sanırım bugün de birazcık geç kalacağım.

It seems I'll be late today too.

Birazcık daha sabırlı olsaydın yapbozu bitirebilirdin.

You'd be able to do the puzzle if only you had a little bit more patience.

Bazen, birazcık gurur ihtiyacımız olan şeydir.

Sometimes, a little bit of pride is what we need.

Sanırım bilgisayar programlama hakkında birazcık biliyorsun.

- I assume you know a little about computer programming.
- I assume that you know a little about computer programming.

- Birazcık araştırma yapıyordum.
- Biraz araştırma yapıyorum.

- I've been doing a little research.
- I've been doing some research.

- Biraz uyumak istiyorum.
- Birazcık uyumak istiyorum.

I want to sleep a little bit.

çünkü kartı diğerlerinden birazcık daha uzun gösteriyorum.

because I'm presenting it a bit longer than the others.

Tek yapmamız gereken şey birazcık mesafeli olacağız

all we have to do is we'll be a little distant

Okuma konusunda birazcık daha düşük bir seviyedeydim.

I was always a bit below grade level in reading.

Birazcık bilgi edinmemin dışında hiçbir şey olmadı.

Nothing happened except that I obtained a tiny bit of information.

Bu, birazcık bağımsız olduklarını ispatlamaya çalıştıkları içindir.

This is because they are trying to prove they are somewhat independent.

Benimle konuşmak için birazcık vaktin var mı?

Do you have a moment to speak with me?

- Azıcık daha beklesene.
- Neden birazcık daha beklemiyorsun?

Why don't you wait for just a while longer?

Birazcık daha bir şeyler ekledik. Birisi sizden bahsettiğinde

We even went a little bit extra and made it so it highlights your name,

Birazcık, aynen böyle. Kürekle. İşte böyle. Ver bana.

a little bit, like this, with the shovel. See? Give me.

Kısacası biz 90 lılar olarak birazcık böyle şanslıymışız

In short, we, 90s, were a bit lucky like that

Fiziksel olarak da erkeğe göre birazcık daha güçsüzdür

Physically he is a little weaker than a man

Burada slogan ile birazcık çelişme yok mu sanki?

Isn't there a little contradiction with the slogan here?

Ve birden o an geldi. Elimi birazcık uzattım.

And then it just happens. I put my hand out a tiny bit.

Tom bir şey yiyemedi ama birazcık su içti.

Tom couldn't eat anything, but he drank a little water.

Mary Tom'a söyleyip söylemeyeceği üzerinde birazcık ikilem içerisindeydi.

Mary is in a bit of a quandary over whether to tell Tom or not.

Bence çoğu Kanadalı en azından birazcık Fransızca konuşabiliyor.

I think most Canadians can speak at least a little French.

O birr yıldır piyano çalışıyor ve birazcık piyano çalabiliyor.

She's been practicing piano for a year and can play the piano a bit.

Onun burada olduğunu bilmek birazcık bile annesinin hoşuna gitmeyecek.

His mother is not going to like, not even a bit, to know that he was here.

Evlat, birazcık da olsa adam gibi konuşmaya başlıyor gibiyim.

Boy, I'm kind of starting to sound like a little bit of a dick.

Tom içeriye temiz hava girdirmek için pencereyi birazcık açtı.

Tom opened the window a crack to let in a bit of fresh air.

Her şeye rağmen Marmara Denizinde birazcık farklı bir durum var

Despite everything, there is a slightly different situation in the Marmara Sea.