Translation of "Bilmediğinden" in English

Yüzme bilmediğinden haberim yoktu.

- I didn't know you didn't know how to swim.
- I didn't know that you didn't know how to swim.

Tom'un da bilmediğinden eminim.

I'm sure Tom doesn't know either.

Tom'un Fransızca bilmediğinden oldukça eminim.

I'm pretty sure that Tom doesn't know French.

Araba kullanmayı bilmediğinden haberim yoktu.

- I didn't know you couldn't drive.
- I didn't know that you couldn't drive.

Tom'un yüzmeyi bilmediğinden oldukça eminim.

I'm pretty sure Tom doesn't know how to swim.

Tom'un Mary'yi bilmediğinden oldukça eminim.

I'm pretty sure that Tom doesn't know Mary.

Tom'un onu yapmayı bilmediğinden şüpheleniyorum.

I suspect that Tom doesn't know how to do that.

Tom'un burada olduğumu bilmediğinden oldukça eminim.

- I'm pretty sure Tom doesn't know I'm here.
- I'm pretty sure that Tom doesn't know that I'm here.
- I'm pretty sure that Tom doesn't know I'm here.
- I'm pretty sure Tom doesn't know that I'm here.

Onun ne olduğunu bilmediğinden emin misin?

Are you sure you don't know what it was?

Bunun ne olduğunu bilmediğinden emin misin?

- Are you sure you don't know what this is?
- Are you sure that you don't know what this is?

Tom'un nasıl yüzeceğini bilmediğinden oldukça eminim.

- I'm pretty certain that Tom doesn't know how to swim.
- I'm pretty certain Tom doesn't know how to swim.

Tom'un Fransızca konuşmayı bilmediğinden oldukça eminim.

I'm fairly certain Tom doesn't know how to speak French.

Ne beklediğini bilmediğinden, Tom gafil yakalandı.

Not knowing what to expect, Tom was caught off guard.

Tom'un ne yaptığını bilmediğinden oldukça eminim.

I'm pretty sure Tom doesn't know what he's doing.

Tom'un bunu yapması gerektiğini bilmediğinden eminim.

I'm sure Tom didn't know he was supposed to do that.

Tom'un satranç oynamayı bilmediğinden oldukça eminim.

I'm pretty sure Tom doesn't know how to play chess.

Tom'un burada olacağımı bilmediğinden oldukça eminim.

- I'm pretty sure that Tom didn't know I was going to be here.
- I'm pretty sure that Tom didn't know that I was going to be here.
- I'm pretty sure Tom didn't know that I was going to be here.
- I'm pretty sure Tom didn't know I was going to be here.

Tom'un onu yapmayacağımı bilmediğinden oldukça eminim.

- I'm pretty sure Tom didn't know I wasn't going to do that.
- I'm pretty sure that Tom didn't know that I wasn't going to do that.
- I'm pretty sure that Tom didn't that I wasn't going to do that.
- I'm pretty sure Tom didn't know that I wasn't going to do that.

Tom'un onu nasıl yapacağını bilmediğinden oldukça eminim.

I'm pretty sure that Tom wouldn't know how to do that.

Tom'un nasıl Fransızca konuşulacağını bilmediğinden oldukça eminim.

I'm pretty sure that Tom doesn't know how to speak French.

Tom'un Mary'nin bunu yapmayacağını bilmediğinden oldukça eminim.

I'm pretty sure Tom didn't know Mary wasn't going to do that.

Tom'un senin ne hakkında konuştuğunu bilmediğinden oldukça eminim.

I'm pretty sure that Tom doesn't know what you're talking about.

Tom Mary'nin bir arabayı nasıl süreceğini bilmediğinden emindi.

Tom was sure Mary didn't know how to drive a car.

Tom'un Mary'nin onu tekrar yapacağını bilmediğinden oldukça eminim.

I'm pretty sure that Tom didn't know Mary was going to do that.

Tom'un onu nasıl yapacağını bilip bilmediğinden emin değilim.

I'm not sure whether Tom knows how do that or not.

Tom, Mary'nin nasıl araba kullanacağını bilmediğinden emin değildi.

Tom wasn't sure Mary didn't know how to drive a car.

Tom, Mary'nin nasıl araba kullanacağını bilmediğinden emin değil.

Tom isn't sure Mary didn't know how to drive a car.

Tom Mary'nin bir arabayı nasıl kullanacağını bilmediğinden emin.

Tom is sure Mary didn't know how to drive a car.

Alice, kitabı nerede bulacağını bilmediğinden, onun nerede olduğunu annesine sordu.

Alice, not knowing where to find the book, asked her mother where it was.

- Tom'un araba kullanamadığını bilmiyor muydun?
- Tom'un araba kullanmayı bilmediğinden haberiniz yok muydu?

Didn't you know Tom couldn't drive?