Translation of "Başarısızlık" in English

0.006 sec.

Examples of using "Başarısızlık" in a sentence and their english translations:

- Başarısızlık mümkündür.
- Başarısızlık olasıdır.

Failure is possible.

- Başarısızlık başarı getirir.
- Başarısızlık başarıyı öğretir.

Failure teaches success.

Başarısızlık başarının anasıdır.

Failure is the mother of success.

Çeviri başarısızlık sanatıdır.

Translation is the art of failure.

Başarısızlık böylelerinin kaderidir.

Someone like that is destined to fail.

Başarısızlık onun tembelliğinden kaynaklanıyor.

The failure is due to his idleness.

Başarısızlık onun dikkatsizliğinden kaynaklanıyor.

The failure is due to his carelessness.

Başarısızlık onun canını sıktı.

The failure depressed him.

Bu ciddi bir başarısızlık.

This is a serious setback.

Tom başarısızlık olasılığından korkuyordu.

Tom was afraid of the prospect of failure.

Bu başarısızlık beni üzüyor.

This failure saddens me.

Başarısızlık geçici bir durumdur.

Failure is a temporary condition.

Yönetici başarısızlık için kendini suçladı.

The manager blamed himself for the failure.

Başarısızlık için suçlanacak olan sensin.

It is you who are to blame for the failure.

Onlar başarısızlık için George'u suçladılar.

They blamed George for the failure.

Başarısızlık için erkek kardeşini suçladı.

He blamed the failure on his brother.

Bu başarısızlık senin yüzünden oldu.

This failure occurred because of you.

Bu başarısızlık sizin hatanız yüzünden.

This failure is due to your mistake.

Onlar başarısızlık için Tom'u suçladı.

They blamed Tom for the failure.

Sizin için başarısızlık tek seçenektir.

For you, failure is the only option.

Başarısızlık nedenin yeterince gayret etmemendir.

The reason for your failure is that you did not try hard enough.

En büyük korkusu olan başarısızlık?

the most prominent fear in our society?

Bu sadece küçük bir başarısızlık.

It's only a minor setback.

Tom başarısızlık için Mary'yi suçladı.

Tom blamed the failure on Mary.

Leyla'nın sözlüğünde başarısızlık sözcüğü yoktur.

The word failure doesn't appear in Layla's dictionary.

Muhtemel sonucun başarısızlık olduğu probleme bile

and trying to provide answers and solutions

Başarısızlık için diğerlerini değil kendini suçlamalısın.

You ought to blame yourself, not the others, for the failure.

Politikanın bir başarısızlık olduğuna karar vermeliyiz.

We have to conclude that the policy is a failure.

Ben onun, başarısızlık şokunu atlatmasını bekliyorum.

I expect him to get over the shock of his failure.

Başarısızlık, öğrenmek için en iyi yoldur.

Failure is the best way to learn.

Başarısızlık için suçlanması gereken kişi Tom'dur.

Tom is the one who should be blamed for the failure.

Başarısızlık için Tom sadece kendisini suçladı.

Tom had only himself to blame for the failure.

Sami kendini bir başarısızlık olarak görüyor.

Sami considers himself a failure.

Ama bu onları başarısızlık tuzağına da düşürür.

And it also sets them up for failure.

çünkü başarı peşinde koşmak ve başarısızlık riski

because pursuing success and risking failure

Başarısızlık korkusu dünyadaki en yaygın korkulardan biridir.

- The fear of failure is one of the most common fears in the world.
- The fear of failure is one of the most widespread fears in the world.

Amerika'nın bir başarısızlık olduğu çünkü onun ideallere ulaşamadığı

And he actually started talking about, America is a failure

Yılda yüzde 15'den fazla başarısızlık oranına rağmen güveniyor?

when condoms have a one-year failure rate of over 15 percent?

Başarı ya da başarısızlık ikisi de benim için aynıdır.

Success or failure is all the same to me.

Bir başarısızlık olmak şöyle dursun o büyük bir başarıydı.

Far from being a failure, it was a great success.

- Başarısızlığa uğramamak için çok çalıştı.
- Başarısızlık korkusuna sıkı çalıştı.

He worked hard lest he should fail.

Ama işe yaramamak bir yana bu onu başarısızlık tuzağına düşürdü.

and this not only didn't work for her, but it set her up for failure.

Ama bu bir başarısızlık değil, bu bir yalanlar topluluğu değil.

But it's not a failure, it's not a bunch of lies.

- Planlamak için başarısız olma başarısız olmak için planlamadır.
- Planlamada başarısızlık, başarısızlığı planlamaktır.

Failing to plan is planning to fail.

- Başarısızlık bir seçenek değildir.
- Başarısız olma lüksümüz yok.
- Başarısız olma lüksünüz yok.

Failure is not an option.

Başarısızlık için her iki taraf diğerini suçladığı için barış görüşmeleri tekrar başarısız oldu.

The peace talks failed again, with both sides blaming the other for the failure.

Biz onların dükkanının bir başarısızlık olduğunu düşündük, fakat şimdi, zor günleri atlattılar ve hatta büyüdüler.

We thought their shop was a failure, but now they've gotten out from under and even expanded.

- Başarının bir sürü babası vardır, ama başarısızlık yetimdir.
- Başarıdan kendine pay çıkaran çok olur, ama başarısızlığı kimse sahiplenmez.

Success has many fathers, but failure is an orphan.

On yaşındaki bir erkeğin bir hayvan yirmi yaşındakinin bir çılgın, otuzundakinin bir başarısızlık, kırkdakinin bir dolandırıcı ve ellisindekinin bir suçlu olduğu söylenmektedir.

It has been said that a man at ten is an animal, at twenty a lunatic, at thirty a failure, at forty a fraud, and at fifty a criminal.