Translation of "Ayrılamam" in English

0.003 sec.

Examples of using "Ayrılamam" in a sentence and their english translations:

Boston'dan ayrılamam.

I can't leave Boston.

Ofisten ayrılamam.

I can't leave the office.

Sadece ayrılamam.

I can't just quit.

Avustralya'dan ayrılamam.

I can't leave Australia.

Ayrılamam. Çok erken.

I cannot leave. It's too early.

O gelene kadar ayrılamam.

I can't leave until he comes.

Ben beşe kadar işten ayrılamam.

- I can't leave work until five.
- I can't leave work until five o'clock.

Beşe kadar iş yerinden ayrılamam.

I can't leave work until five o'clock.

Bu öğleden sonra ofisten ayrılamam.

I can't get away from the office this afternoon.

Gelecek pazartesine kadar Boston'dan ayrılamam.

I can't leave Boston until next Monday.

Şimdi ayrılamam. Hala yapacak birkaç şeyim var.

I can't leave yet. I still have a few things to do.

- Buradan ayrılamam.
- Burayı bırakamam.
- Burayı terk edemem.

I can't leave here.