Translation of "Arkadaşla" in English

- Bir arkadaşla buradayım.
- Burada bir arkadaşla birlikteyim.

I'm here with a friend.

Bir arkadaşla geziyorduk.

We were traveling with a friend.

Birkaç arkadaşla buluşacağım.

- I will meet some friends.
- I'm going to meet some friends.

Orada bir arkadaşla karşılaştım.

I met a friend there.

Yarın bir arkadaşla görüşüyorum.

- I am seeing a friend tomorrow.
- I'm seeing a friend tomorrow.

Bir arkadaşla birlikte kalıyorum.

I am staying with a friend.

Bunu üç arkadaşla yaptım.

I did that with three friends.

Bir arkadaşla gelebilir miyim?

Can I come with a friend?

Bir arkadaşla birlikte yedim.

I ate with a friend.

- Bir arkadaşla yüzmeye gitmek istiyordum.
- Bir arkadaşla yüzmeye gitmek istedim.

I want to go swimming with a friend.

Bir kitap bir arkadaşla kıyaslanabilir.

A book can be compared to a friend.

Tesadüfen eski bir arkadaşla karşılaştım.

I met an old friend by chance.

Bugün yeni bir arkadaşla tanıştım.

I met a new friend today.

Bir arkadaşla araba gezisine çıktım.

I went on a car trip with a friend.

Ben havaalanında bir arkadaşla karşılaştım.

I met a friend at the airport.

Tom bir arkadaşla Boston'a gitti.

Tom went to Boston with a friend.

Bir arkadaşla yüzmeye gitmek istiyorum.

I want to go swimming with a friend.

Tom bir grup arkadaşla birlikteydi.

Tom was with a group of guys.

Bir arkadaşla akşam yemeği yiyorum.

I'm having dinner with a friend.

Sami yazıyı iki arkadaşla paylaştı.

Sami shared the post with a couple of friends.

- Üç yıldır görmediğim bir arkadaşla görüştüm.
- Üç yıldır görmediğim bir arkadaşla buluştum.

- I met a friend whom I had not seen for three years.
- I met a friend I hadn't seen for three years.

Bir arkadaşla bir akşam yemeği yiyeceğim.

I am going to eat an evening meal with a friend.

Tom bir arkadaşla kamp gezisine gitti.

Tom went on a camping trip with a friend.

Eski bir arkadaşla akşam yemeğine gidiyorum.

I'm going out to dinner with an old friend.

Tom bir grup arkadaşla basketbol oynuyordu.

Tom was playing basketball with a group of friends.

Geçen gün caddede eski bir arkadaşla karşılaştım.

The other day I met an old friend on the street.

Dün gece bir arkadaşla akşam yemeği yedim.

I had dinner with a friend last night.

O bugün okulda yeni bir arkadaşla tanıştı.

- She met a new friend at school today.
- She met a new friend in school today.

Ben daha fazla Perulu arkadaşla tanışmam gerekir.

I need to meet more Peruvian friends.

Daha sonra bir arkadaşla bir film izleyeceğim.

Afterwards I'm gonna watch a movie with a friend.

Dan Anderson adında yeni bir arkadaşla tanıştım.

I met a new friend called Dan Anderson.

Brighton'da yeni dairemdeyim, bir arkadaşla akşam yemeği yiyoruz,

I was at my new flat in Brighton, having dinner with a friend,

Ben gelecek ay bir arkadaşla Hokkaido'ya gitmek istiyorum.

I want to go with a friend to Hokkaido next month.

Tom, Mary adlı yeni bir kız arkadaşla buluştu.

Tom met a new girlfriend named Mary.

Birinin senin gibi bir arkadaşla düşmanlara ihtiyacı yoktur.

With a friend like you, one doesn't need enemies.

3 Eylülde, bir arkadaşla birlikte Los Angeles'tan Seoul'e gideceğim.

On September 3rd, I will go from Los Angeles to Seoul with a friend.

Sabah saat 5'e kadar bir arkadaşla Paris'i keşfettim.

I explored Paris with a friend until 5 in the morning.

Leyla, Sami adında Mısırlı bir göçmen arkadaşla çıkmaya başladı.

Layla started dating a fellow Egyptian immigrant called Sami.

Bir saat önce bir arkadaşla birlikte büyük bir pizza yedim.

I ate a large pizza with a friend an hour ago.

Geçen yıl Shikansen'de on yıldır ilk kez eski bir arkadaşla karşılaştım.

I bumped into an old friend for the first time in ten years on the Shinkansen the other day.

Ben dün beklenmedik bir şekilde otobüste benim eski bir arkadaşla karşılaştım.

I unexpectedly met an old friend of mine on the bus yesterday.

Şehirde bir arkadaşla karşılaştım ve onunla bir kafede bir fincan kahve içtim.

I met a friend in town, and I drank a cup of coffee with her in a café.