Translation of "İkiz" in English

0.009 sec.

Examples of using "İkiz" in a sentence and their english translations:

Çocuklarım ikiz.

My children are twins.

İkiz misiniz?

Are you twins?

O bir ikiz.

She is a twin.

O, ikiz doğurdu.

She gave birth to twins.

Onlar ikiz değiller.

They aren't twins.

Karısı ikiz doğurdu.

His wife gave birth to twins.

Onların ikiz kızları var.

They have twin daughters.

O, ikiz kızlar doğurdu.

She gave birth to twin girls.

İkiz yataklı oda arıyorum.

I am looking for room with twin beds.

Meri, Tom'un ikiz bacısıdır.

Mary is Tom's twin sister.

Siz bir ikiz misin?

Are you a twin?

Tom, John'un ikiz kardeşidir.

Tom is John's twin brother.

Tim, Tom'un ikiz kardeşidir.

Tim is Tom's twin brother.

Tom'un ikiz olduğunu biliyorum.

- I know that Tom is a twin.
- I know Tom is a twin.

Bir ikiz kız kardeşim var.

- I have a twin sister.
- I'm a twin.
- I have a twin.

Tom Mary'nin ikiz erkek kardeşi.

Tom is Mary's twin brother.

Bir ikiz erkek kardeşim var.

I have a twin brother.

Linda, Dan'ın ikiz kız kardeşidir.

Linda is Dan's twin sister.

Mary Tom'un ikiz kız kardeşidir.

Mary is Tom's twin sister.

Tom benim ikiz erkek kardeşim.

Tom is my twin brother.

İkiz güneşler, gezegenimizin etrafında dönüyorlar.

The twin suns are revolving around our planet.

Beni ikiz erkek kardeşime benzetti.

He mistook me for my twin brother.

Karısı ikiz erkekler dünyaya getirdi.

His wife gave birth to twin boys.

Tom bir ikiz, değil mi?

Tom is a twin, isn't he?

Onun ikiz kız kardeşlerini ayırt edemiyorum.

I can't tell his twin sisters apart.

İkiz erkek kardeşler tam olarak benziyorlar.

The twin brothers look exactly alike.

Onu ikiz kız kardeşinden ayırt edemiyorum.

I can't tell her from her twin sister.

Tom ve Mary'nin ikiz olduklarını düşündüm.

- I thought Tom and Mary were twins.
- I thought that Tom and Mary were twins.

Büyükannemin bir ikiz erkek kardeşi vardır.

My grandmother has a twin brother.

Tom Mary'nin bir ikiz olduğunu bilmiyordu.

Tom didn't know Mary was a twin.

O bir hafta önce ikiz doğurdu.

She gave birth to twins a week ago.

Suçlu Bob değil, onun ikiz kardeşi.

The criminal is not Bob, but his twin brother.

Tom ikiz bir erkek kardeşi vardır.

Tom has a twin brother.

O ikiz kardeşinin kimliğini çalmaya çalıştı.

She tried to steal her twin sister's identity.

Tom ikiz erkek kardeşinden bütünüyle farklıydı.

Tom was totally different from his twin brother.

İkiz bir kız kardeşin var mı?

Do you have a twin sister?

Bir ikiz erkek kardeşin var mı?

Do you have a twin brother?

Tom'u ikiz kardeşinden ayırt edebilir misin?

Can you tell Tom from his twin brother?

Çoğu insan ikiz Jacksonları birbirinden ayıramadı.

Most people couldn't tell the Jackson twins apart.

O beni ikiz erkek kardeşimle karıştırdı.

He confused me for my twin brother.

Tom beni ikiz erkek kardeşimle karıştırdı.

Tom mistook me for my twin brother.

Tom ve Mary'nin ikiz olduklarını bilmiyordum.

I didn't know Tom and Mary were twins.

Filmin başında verilen mesaj şuydu; ikiz kardeşler

The message given at the beginning of the movie was this; twin brothers

İkiz erkek kardeşler iki bezelye kadar benzer.

- The twin brothers are like two peas.
- The twin brothers are as alike as two peas.

John'u çoğunlukla ikiz erkek kardeşi ile karıştırıyorum.

I often confuse John and his twin brother.

Tom'un bir kötü ikiz erkek kardeşi var.

Tom has an evil twin brother.

Şu ikiz erkek kardeşler benzer yüzlere sahip.

Those twin brothers have similar faces.

İkiz olmalarına karşın onların karşıt kişilikleri vardı.

Although they were twins, they were of opposite personalities.

İkiz Jackson kardeşleri birbirinden ayırt etmek imkânsız.

It's impossible to tell the Jackson twins apart.

Tom'un John adında bir ikiz kardeşi var.

Tom has a twin brother named John.

Jane'e onun ikiz kız kardeşinden bahseder misin?

- Can you tell Jane from her twin sister?
- Can you tell Jane and her twin sister apart?

Fadıl ikiz kız kardeşi Dania'ya bakmak istedi.

Fadil wanted to take care of his twin sister, Dania.

Tom ve John, ikiz kız kardeşlerle evlidirler.

Tom and John are married to twin sisters.

Tom'un ikiz olan iki kız kardeşi var.

Tom has two sisters who are twins.

Sami ve Ferit ikiz olmaktan nefret ediyorlardı.

Sami and Farid hated being twins.

Tom onun ikiz erkek kardeşi gibi davrandı.

Tom pretended to be his twin brother.

Onu ikiz erkek kardeşinden ayırt edebilir misin?

Can you tell him from his twin brother?

Tom'un bir ikiz erkek kardeşi olduğunu biliyor muydunuz?

Did you know Tom had a twin brother?

İkiz olmalarına rağmen, onların birkaç ortak ilgisi var.

Although they are twins, they have few interests in common.

Ally ikiz kız kardeşi Anne ile oynamayı seviyor.

Ally loves playing with her twin sister Anne.

İkiz kız kardeşler bir zarftaki iki bezelye kadar benziyorlar.

The twin sisters are alike as two peas in a pod.

Onlar, ikiz olmalarına rağmen, çok sayıda ortak ilgileri yok.

- Although they are twins, they have few interests in common.
- Though they're twins, they don't have many interests in common.

O ve onun ikiz kız kardeşi birbirlerine çok yakındılar.

She and her twin sister were very close to each other.

Tom ve Marie ikiz olmalarına rağmen birbirlerine pek benzemiyorlar.

Even though Tom and Marie are twins, they don't look very much alike.

Tom ve Mary ikiz olmalarına rağmen birbirlerine çok benzemiyorlar.

Even though Tom and Marie are twins, they don't look very much alike.

Tom ve Mary ikiz olmalarına rağmen birbirlerine çok benzemiyor.

Even though Tom and Mary are twins, they don't look very much alike.

İkiz kızlar o kadar çok benzerler ki birini diğerinden ayıramıyorum.

The twin girls are so much alike that I can't tell one from the other.

Ben her zaman John'u ve onun ikiz erkek kardeşini karıştırırım.

I always confuse John and his twin brother.

İkiz olmalarına rağmen, onların çok az ortak ilgi alanları var.

Although they are twins, they have few interests in common.

- Kyoto ve Boston kardeş şehirlerdir.
- Kyoto ve Boston ikiz şehirlerdir.

Kyoto and Boston are sister cities.

Tom ve Mary ikiz olmasına rağmen, onlar çok benzer görünmüyor.

Though Tom and Mary are twins, they don't look very similar.

O ve onun ikiz kardeşi sadece beş dakika arayla doğdular.

She and her twin sister were born just five minutes apart.

Fadıl'ın ikiz kız kardeşi Dania, onsuz bir hayatı hiç bilmiyordu.

Fadil's twin sister, Dania, has never known a life without him.

İkiz olan Mary ve ben kimliklerimizi değiştirerek ve herkesi kandırarak kendimizi eğlendirirdik.

Mary and I, who are twins, used to amuse ourselves by exchanging identities and fooling everyone.

İkiz olan Mary ve ben kimlikleri değiştirerek ve herkesi kandırarak kendimizi eğlendirirdik.

Mary and I, who are twins, would amuse ourselves by exchanging identities and fooling everyone.

Bana benzeyen ve kız kardeşimin yanında duran adam benim ikiz erkek kardeşimdir.

The man who looks like me standing next to my sister is my twin brother.