Translation of "üzeresin" in English

Ağlamak üzeresin.

You're about to cry.

Yada yemek üzeresin

or you are about to eat

Öğrenmek üzeresin sanırım.

I guess you're about to find out.

Sen beraat etmek üzeresin.

You're about to be exonerated.

Gitmek üzeresin, değil mi?

You're about to go, aren't you?

Bayılmak üzeresin gibi görünüyorsun.

You look like you're about to faint.

Terk etmek üzeresin gibi görünüyor.

It looks like you're about to leave.

Sen gitmek üzeresin, değil mi?

You're about to go, right?

Bence yatmalısın. Bayılmak üzeresin gibi görünüyorsun.

I think you should lie down. You look like you're about to faint.

- Çok ciddi bir hata yapmak üzeresin.
- Çok ciddi bir hata yapmak üzeresiniz.

You're about to make a very serious mistake.