Translation of "ömürlü" in English

Deniz martıları genellikle uzun ömürlü çiftler oluştururlar.

Usually, seagulls form long-lasting couples.

Bu ayakkabının daha uzun ömürlü olacağını düşündüm.

- I thought this pair of shoes would last longer.
- I thought that this pair of shoes would last longer.

- O, uzun ömürlü olmayacak.
- O, uzun bir hayat yaşamayacak.

- He'll not live to make old bones.
- He won't make it to old age.
- He won't live a long life.

- Güzellik, kısa ömürlü zorbalıktır.
- Güzellik kısa süreli zulümdür.
- Güzellik kısa süreli tiranlıktır.

Beauty is a short-lived tyranny.

Ürünlerimizin iddia ettiğimiz kadar uzun ömürlü olmadığına dair tüketicilerden çok sayıda şikâyetler gelmektedir.

There have been a lot of complaints from consumers that our products don't last as long as we claim.