Translation of "öğrencidir" in English

- O, bir öğrencidir.
- O, öğrencidir.

- He is a student.
- He's a student.

Ahmet öğrencidir.

Ahmed is a student.

Tom bir öğrencidir.

Tom is a student.

O, Harvard'da öğrencidir.

He is a student at Harvard.

Emily bir öğrencidir.

Emily is a student.

O, bir öğrencidir.

He is a student.

O bir öğrencidir.

He's a student.

- O bir öğrenci.
- O, bir öğrencidir.
- O, öğrencidir.

- He is a student.
- She is a student.
- She's a student.
- He's a student.

- Mary örnek bir öğrencidir.
- Mary model bir öğrencidir.

Mary is a model student.

- Mary temiz kalpli bir öğrencidir.
- Mary saf bir öğrencidir.

Mary is an ingenuous student.

- Fatma, sınıfımızdaki en büyük öğrencidir.
- Fatima sınıfımızdaki en yaşlı öğrencidir.
- Fatma sınıfımızdaki en büyük öğrencidir.

Fatima is the eldest student in our class.

Lucy Amerikalı bir öğrencidir.

Lucy is a student from America.

Sınıfında en zeki öğrencidir.

He is the brightest in the class.

O, mükemmel bir öğrencidir.

She is an excellent student.

Tassaadit zeki bir öğrencidir.

Tassaadit is an intelligent student.

Tom kötü bir öğrencidir.

Tom is a bad student.

Tom fakir bir öğrencidir.

Tom is a poor student.

O, genç bir öğrencidir.

- She is a young student.
- He is a young student.

Tom inek bir öğrencidir.

- Tom is a nerd.
- Tom was a nerd.
- Tom is nerdy.
- Tom was nerdy.
- Tom's nerdy.

Tom parlak bir öğrencidir.

Tom is a bright student.

Tom üniversitede bir öğrencidir.

- Tom is a university student.
- Tom is a student at the university.

Tom, iyi bir öğrencidir.

Tom is a good student.

Onun bütün arkadaşları öğrencidir.

All of her friends are students.

Tom akıllı bir öğrencidir.

Tom is an intelligent student.

Tom muhtemelen bir öğrencidir.

Tom is probably a student.

Tom uluslararası bir öğrencidir.

Tom is an international student.

Genelde, Susie hoş bir öğrencidir.

In general, Susie is a nice student.

Tom sınıfta en çalışkan öğrencidir.

Tom is the most diligent student in class.

Tom sınıfında en çalışkan öğrencidir.

Tom is the most diligent student in his class.

O Yushu Lisesinde bir öğrencidir.

He is a student at Yushu High School.

O sadece sıradan bir öğrencidir.

He's just an ordinary student.

Judy çok zeki bir öğrencidir.

- Judy is a very clever student.
- Judy is a very intelligent student.

O, babamın öğrettiği bir öğrencidir.

That's a student my father teaches.

Tom çok çalışkan bir öğrencidir.

Tom is a very hardworking student.

Tom sınıfımızda en yaşlı öğrencidir.

Tom is the oldest student in our class.

O da yeni bir öğrencidir.

He is also a new student.

Tom sınıfımızdaki en zeki öğrencidir.

Tom is the smartest student in our class.

Fatma, sınıfımızdaki en büyük öğrencidir.

Fatima is the eldest student in our class.

Tom buradaki yeni bir öğrencidir.

Tom is a new student here.

O çok sıkı çalışan bir öğrencidir.

She is a student who studies very hard.

Lauri çok sıkı çalışan bir öğrencidir.

Laurie is a very hardworking student.

Tom sınıfımızda Fransızca konuşabilen tek öğrencidir.

- Tom is the only student in our class that can speak French.
- Tom is the only student in our class who can speak French.

Tom bizim sınıfta en iyi öğrencidir.

Tom is the best student in our class.

Jim sözde boş kafalı bir öğrencidir.

Jim is what is called an absent-minded student.

Karam, bütün okuldaki en iyi öğrencidir.

Karam is the best student in the whole school.

Tom, öğretmenlik yaptığım üniversitede bir öğrencidir.

Tom is a student at the university where I used to teach.

Tom, Mary'den daha iyi bir öğrencidir.

Tom is a better student than Mary is.

O bu yıl İngilizce öğrettiğim bir öğrencidir.

- He's a student who I'm teaching English to this year.
- He is a student to whom I'm teaching English this year.

O Kanadalı bir öğrencidir, amcamla birlikte kalıyor.

She is a student from Canada, staying with my uncle.

O, bu yıl İngilizce öğrettiğim bir öğrencidir.

He's a student who I'm teaching English to this year.

Tom genelde hep C alan bir öğrencidir.

Tom is a solid C student.

- O, bir öğrencidir.
- O bir öğenci.
- Öğrenci.

He is a student.

Xavier, Paris Üniversitesi'nde ekonomi okuyan genç bir öğrencidir.

Xavier is a young student studying economics at the University of Paris.

Tom akıllı bir çocuk. Sınıfındaki en iyi öğrencidir.

Tom is a smart child. He's the best student in his class.

Tom sınıfımızda şimdiye kadar ki en zeki öğrencidir.

Tom is by far the smartest student in our class.

Tom ve Mary her ikisi de tam zamanlı öğrencidir.

- Tom and Mary are both full-time students.
- Both Tom and Mary are full-time students.

- Facebook'ta sohbet ettiğim kişilerin çoğu öğrencidir.
- Facebook'ta konuştuğum insanların çoğu öğrenci.

Most of the people I chat with on Facebook are students.

O bir öğrencidir, O, degli Studi di Parma üniversitesinde Çince okuyor.

He is a student, he studies Chinese at the Università degli Studi di Parma.

- Tom sınıfımızın en genç öğrencisidir.
- Tom sınıfımızdaki yaşça en küçük öğrencidir.

Tom is the youngest student in our class.

Benim beş tane oğlum var. İkisi mühendis, bir diğeri öğretmen ve diğerleri öğrencidir.

I have five sons. Two of them are engineers, another is a teacher and the others are students.

Guglielmo bildiğim en iyi öğrencidir. O anında öğrenir ve olağanüstü bir hafızaya sahiptir.

Guglielmo is the best student I know. He learns instantly and has a phenomenal memory.