Translation of "çimlerin" in English

Çimlerin biçilmesi gerekiyor.

The lawn needs to be mowed.

O çimlerin üzerinde yatıyordu.

He was lying on the grass.

Biz çimlerin üzerinde uzandık.

We lay on the grass.

O, çimlerin üzerine uzandı.

He laid down in the grass.

Pandalar bambu çimlerin üzerinde beslenirler.

Pandas feed on bamboo grass.

O, aceleyle çimlerin arasından geçti.

She hurried across the lawn.

Bahçıvan çimlerin üzerinde yürümemize izin vermedi.

The gardener didn't let us walk on the grass.

Çimlerin üzerinde çıplak ayakla dolaşmayı severim.

I love walking barefoot on the grass.

Tom, Mary'ye çimlerin üzerinde yürümemesini söyledi.

Tom told Mary not to walk on the grass.

Bu sabah çimlerin üzerinde don var.

There is frost on the grass this morning.

Güneşli günlerde çimlerin üzerinde yatmayı sever.

He loves to lie in the grass on a sunny day.

İngiltere'de çimlerin kışın bile yeşil olduğunu duydum.

I hear the grass in England is green even in the winter.

Sabah, çimlerin üzerinde çiy yalınayak dokunmak iyidir.

In the morning, it is good to touch barefoot the dew on the grass.

Çocuklar bahçede banklarda oturmaz, yumuşak çimlerin üzerinde uzanırlar.

The boys do not sit on benches in the garden, but lie on the soft grass.

- Sami çimlerin üzerinde oturuyordu.
- Sami çimlerde oturuyordu.
- Sami çimenlikte oturuyordu.

Sami was sitting on the grass.