Translation of "Bahçıvan" in English

0.003 sec.

Examples of using "Bahçıvan" in a sentence and their english translations:

Bahçıvan katildi.

The gardener was the murderer.

O bir bahçıvan.

He's a gardener.

Bıçak bahçıvan aittir.

The knife belongs to the gardener.

Tom bir bahçıvan.

Tom is a gardener.

Bahçıvan bir katildi.

The gardener was a murderer.

Tom tamamen bir bahçıvan.

Tom is quite a gardener.

Bahçıvan kovasını yanında götür.

Take the watering-can with you.

Yüzlerce minik bahçıvan... ...geceleri uyumayıp...

Hundreds of miniature groundskeepers... up all night...

Bahçıvan bahçesinde dökülmüş yaprakları yakıyor.

The gardener is burning dead leaves in the backyard.

Tom bir bahçıvan olarak çalıştı.

Tom worked as a gardener.

Bahçıvan çok sık dans eder.

The gardener very often dances.

Tom hâlâ hırslı bir bahçıvan.

Tom is still an avid gardener.

Bahçeyi düzenlemesi için bir bahçıvan çağrıldı.

A gardener was called in to design the garden.

Bu bahçıvan küreğini tamir ettirmek zorundayım.

I have to get this spade fixed.

Bahçıvan çimlerin üzerinde yürümemize izin vermedi.

The gardener didn't let us walk on the grass.

- Bahçe makasım nerede?
- Bahçıvan makasım nerede?

Where are the garden shears?

Tom'un bahçıvan olarak yarı zamanlı işi var.

Tom got a part-time job as gardener.

Bahçıvan bahçenin ortasına bir gül ağacı dikti.

The gardener planted a rose tree in the middle of the garden.

Tom bir bahçıvan olarak bir iş buldu.

Tom found a job as a gardener.

O bir amatör bir bahçıvan, ama çiçekleri güzel.

He is an amateur gardener, but his flowers are beautiful.

- Bazı bahçıvanlar parkta açelyalara bakarlar.
- Parktaki açelyalarla birkaç bahçıvan ilgileniyor.

Several gardeners look after the azaleas in the park.