Translation of "çiftçinin" in English

0.004 sec.

Examples of using "çiftçinin" in a sentence and their english translations:

Bir çiftçinin kızıyla evlendi.

He married a farmer's daughter.

O bir çiftçinin karısına benziyor.

She looks like a farmer's wife.

Çiftçinin büyük miktarda arazisi var.

The farmer has a large amount of land.

Tom çiftçinin kızı ile evlenmek istemiyordu.

Tom didn't want to marry the farmer's daughter.

Solucanlar bir çiftçinin en iyi arkadaşıdır.

Earthworms are a gardener's best friends.

Kargalar çiftçinin mısır alanını harap ettiler.

Crows all but destroyed the farmer's field of corn.

Çiftçinin koyunlarından birkaçı, yabani köpekler tarafından öldürülmüştü.

The farmer had several of his sheep killed by feral dogs.

Bir solucan bir çiftçinin en iyi dostudur.

The earthworm is a gardener's best friend.

Ertesi gün, çiftçinin oğlu yabani atlardan birine biner,

The next day, the farmer's son rides one of the wild horses,

1792'de yerel gönüllü taburuna katılmak için boyacı çırağı olarak görevinden ayrılan Gaskonya'dan bir çiftçinin oğluydu.

who quit his job as a dyer’s apprentice to  join the local volunteer battalion in 1792.  

Çiftçinin karısı, mutfak penceresinden küflü ekmek fırlattı ve aç çiftlik kedisi onu yemek için ahırdan dışarı koştu.

The farmer's wife threw moldy bread out of kitchen window and the hungry farm cat ran out of the barn to eat it.