Translation of "çaktı" in English

Şimşek çaktı.

The lightning flashed.

Tom Mary'ye yumruk çaktı.

Tom gave Mary a fist-bump.

O, tahtaya bir çivi çaktı.

He drove a nail into the board.

Tom arkadaşına bir beşlik çaktı.

Tom high-fived his friend.

Kafamı çarptım, gözümde şimşekler çaktı.

I hit my head and saw stars.

Tom kibriti çaktı ama yanmadı.

Tom struck the match, but it didn't light.

Bir kibrit çaktı ve mumları yaktı.

He struck a match and lit the candles.

Bir kibrit çaktı fakat onu çabucak söndürdü.

He struck a match, but quickly put it out.

Tom ve Mary birbirine bir beşlik çaktı.

Tom and Mary high-fived each other.

- Tom çabuk kavradı.
- Tom hızlı kavrıyordu.
- Tom hemen çaktı.

Tom was quick to catch on.

İşte o anda zihnimde bir şimşek çaktı ve şöyle düşündüm:

It was at this moment that a light bulb went off in my head, and I thought,

Tom cebine uzandı, birkaç kibrit çıkardı, birini çaktı ve sonra kamp ateşini yaktı.

Tom reached in his pocket, pulled out some matches, struck one, and then lit the campfire.