Translation of "Uyandır" in English

Onu uyandır.

Wake him up.

Onları uyandır.

Wake them up.

Mary'yi uyandır.

Wake Mary up.

Tom'u uyandır.

Wake Tom up.

Çocukları uyandır.

Wake the kids.

Yedide uyandır lütfen.

Wake up at seven, please.

Sekizde beni uyandır.

Wake me up at eight.

Şimdi Tom'u uyandır.

Wake Tom now.

- Lütfen beni yedide uyandır.
- Saat 7'de beni uyandır lütfen.
- Lütfen beni 7'de uyandır.

Please wake me up at 7.

Lütfen altıda beni uyandır.

- Please wake me at six.
- Wake me up at six, please.

Git ve onu uyandır.

Go and wake her up.

Git ve Mary'yi uyandır.

- Go and wake up Mary.
- Go and wake Mary up.

- Beni uyandır.
- Beni uyandırın.

Wake me up.

Saat yedide bizi uyandır.

Wake us up at seven o'clock.

Lütfen 7'de uyandır.

Please wake up at 7.

Git ve Tom'u uyandır.

Go and wake Tom up.

Lütfen beni yedide uyandır.

Please wake me up at seven.

Eve geldiğinde beni uyandır.

Wake me up when you get home.

Beni saat sekizde uyandır.

Wake me up at eight o'clock.

Saat yedide beni uyandır.

Wake me up at seven.

Beni saat yedide uyandır.

Wake me up at seven o'clock.

- Bana ihtiyaç duyarsan uyandır beni.
- Bana ihtiyacın olursa beni uyandır.

Wake me if you need me.

Yarın sabah beni erken uyandır.

Wake me up early tomorrow morning.

Tom'un evine vardığımızda beni uyandır.

Wake me up when we get to Tom's.

Tom eve geldiğinde beni uyandır.

Wake me up when Tom gets home.

Sen uyanmadan önce beni uyandır.

Wake me up before you wake up.

Beni saat altıda uyandır lütfen.

Wake me up at six, please.

Beni 7'de uyandır lütfen.

- Please wake me up at seven.
- Wake me up at seven o'clock.
- Please wake me up at 7.

Beni saat yedi sularında uyandır.

Wake me around seven o'clock.

Lütfen yarın sabah altıda beni uyandır.

- Please wake me up at six tomorrow morning.
- Please wake me up at 6 tomorrow morning.

Lütfen yarın sabah yedide beni uyandır.

Please wake me up at seven tomorrow morning.

Lütfen beni 6:30'da uyandır.

Please wake me up at 6:30.

Eve geldiğinde ben uyuyorsam beni uyandır.

Wake me up when you get home if I'm asleep.

- Beni sekizde uyandırın.
- Sekizde beni uyandır.

- Get me up at eight.
- Wake me up at eight.

Lütfen yarın saat 6'da beni uyandır.

- Please wake me up at six tomorrow.
- Wake me up tomorrow at six, please.

Yarın sabah beni saat 7'de uyandır.

Wake me up at 7:00 tomorrow morning.

- Git ve Mary'yi uyandır.
- Mary'yi uyandırmaya git.

Go and wake Mary up.

Git Tom'u uyandır ve ona kahvaltının hazır olduğunu söyle.

- Go wake up Tom and tell him that breakfast is ready.
- Go wake Tom up and tell him breakfast is ready.

Yarın sabah, saat 6:00'da beni uyandır, lütfen.

Tomorrow morning, wake me up at 6:00, please.

- Beni saat iki buçukta kaldır.
- Beni iki buçukta uyandır.

Wake me up at 2:30.