Translation of "Çadır" in English

Çadır çöktü.

The tent collapsed.

Her çadır doluydu.

Every tent was filled.

- Okul bize çadır temin edecek.
- Okul bize çadır verecek.

The school will provide tents for us.

Sorun nereye çadır kurulacağıydı.

The problem was where to set up the tent.

Biz bir çadır kurduk.

We put up a tent.

O çadır senin mi?

Is that tent yours?

Biz nehrin yanında çadır kurduk.

We set up the tent next to the river.

Ve bu çadır sadece üç kişilikti.

which was only meant to hold three people.

Bu çadır iki kişi için mükemmel.

This tent is perfect for two people.

Çadır için bir yerin var mı?

Do you have a place for a tent?

Arkadaşlarımın birinden bir çadır ödünç aldım.

I borrowed a tent from one of my friends.

Çadır kurmak için bir yer seçmek zorundayız.

We have to pick a place to set up the tent.

Bu bir çadır kurmak için iyi bir yerdir.

This is a good place to pitch a tent.

Tom arabaya çadır koymayı unutarak kamp gezimizi mahvetti.

Tom ruined our camping trip by forgetting to put the tent in the car.

Bu, çadır kurmak için iyi bir yer değil.

This isn't a good place to pitch a tent.

Bu dört kişilik çadır iki kişi için mükemmel.

This four person tent is perfect for two.

Dükkânda bir çadır almaya çalıştı, ancak istediği çadırı bulamadı.

She tried to get a tent at the shop, but she could not find the one she wanted.

Bu, çadır kurmak için iyi bir yer gibi gözüküyor.

This seems like a good place to pitch a tent.

Çadır kurmak için bunun iyi bir yer olduğunu düşünüyor musun?

Do you think this is a good place to pitch the tent?

Ormanın kenarında gördüğünüz şey çadır değil, daha ziyade bir saman yığınıdır.

What you see on the edge of the woods is not a tent, but rather a haystack.