Translation of "Söylüyorlar" in Dutch

Bir savaşçı olduğunuzu söylüyorlar.

Ze zeggen dat je een strijder bent.

Ağustos böcekleri şarkı söylüyorlar.

- Cicades zingen.
- Cicades zijn aan het zingen.

Onlar onun Almanya'da doğduğunu söylüyorlar.

Ze zeggen dat hij in Duitsland geboren is.

Onlar onun hâlâ hayatta olduğunu söylüyorlar.

Ik hoor dat hij nog leeft.

Vikinglerin Columbus'tan önce Amerika'yı keşfettiğini söylüyorlar.

Men zegt dat de Vikingen Amerika vóór Columbus hebben ontdekt.

Onlar, senin ilk aşkını asla unutmadığını söylüyorlar.

Ze zeggen dat je je eerste liefde nooit vergeet.

Onlar golfün Japonya'da çok popüler olduğunu söylüyorlar.

Men zegt dat golf erg populair is in Japan.

Onlar onun ciddi olarak hasta olduğunu söylüyorlar.

Men zegt dat hij ernstig ziek is.

Onlar benim yaşlı bir kadın olduğumu söylüyorlar.

Ze zeggen dat ik een oude vrouw ben.

Onlar kadınların genellikle erkeklerden daha uzun yaşadıklarını söylüyorlar.

Gewoonlijk zegt men dat vrouwen langer leven dan mannen.

- Aşkın kör olduğunu söylüyorlar.
- Aşkın gözü kördür derler.

Men zegt dat liefde blind is.

Firefox'un bir günde 8 milyondan fazla defa indirildiğini söylüyorlar.

Ze zeggen dat Firefox meer dan 8 miljoen keer per dag wordt gedownload.

- Onlar onun çok zengin olduğunu söylüyorlar.
- Onun çok zengin olduğunu söylerler.

- Er wordt gezegd dat hij heel rijk is.
- Men zegt dat hij heel rijk is.

Uzmanlar, insanlar daha fazla ödemeye istekli olduğu için kahve fiyatlarının daha çok arttığını söylüyorlar.

Experts zeggen dat de koffieprijzen voornamelijk stijgen omdat mensen bereid zijn er meer voor te betalen.

"Yüzün BBC'nin her yerinde, Dima!"Al-Sayip bağırdı. "Onlar 25 adamla uyuduğunu va sonra onları öldürdüğünü söylüyorlar! Allah'ın belası bunu nasıl yaptın!

"Je gezicht is overal op BBC te zien, Dima! riep Al-Sayib uit. "Ze zeggen dat je met 25 mannen hebt geslapen en ze daarna vermoord hebt! Hoe heb je dat in vredesnaam gedaan?!"