Translation of "Sekiz" in Chinese

0.006 sec.

Examples of using "Sekiz" in a sentence and their chinese translations:

Saat sekiz.

现在八点钟。

Sekiz kardeşim var.

我有八個兄弟姐妹。

Onun oğlu sekiz yaşında.

他的兒子今年八歲。

Günde sekiz saat uyumalısın.

你应该每天睡八个小时觉。

Genellikle sekiz saat uyur.

她通常睡八個小時。

Sekiz yıl önce evlendim.

我8年前就结婚了。

Okulumuz sekiz otuzda başlar.

我們學校在八點半開始上課。

Buradan Londra'ya sekiz mil.

從這裡到倫敦要八英里。

Trenimiz sekiz buçukta kalkar.

我們的火車在八點半出發。

- Ben 18 yaşındayım.
- On sekiz yaşındayım.
- Ben on sekiz yaşındayım.

我十八岁。

Çocuk sekiz gündür okulda yok.

那個男孩已經有八天沒上學了。

Ondan iki çıkarırsan sekiz kalır.

十减二等于八。

O'sizden sekiz yaş daha yaşlıdır.

他比你大八歲。

Sekiz tane erkek kardeşim var.

我有八个哥哥。

Kızım günde sekiz saat uyur.

我女儿每天睡八个钟头。

Dün gece sekiz saat uyudum.

我昨晚睡了八个小时觉。

Bu sekiz otuzdan önce başlamayacak.

8点半之前不会开始。

O sekiz otuza kadar başlamaz.

8点半之前不会开始。

Sekiz otobüsü bugün erken geldi.

8点那班车今天早到了。

Bu oğlan sekiz saat uyudu.

這個男孩睡了八個小時。

- Ben 18 yaşındayım.
- On sekiz yaşındayım.
- Ben on sekiz yaşındayım.
- 18 yaşındayım.

我十八岁。

- Sekiz yıl önce evlendim.
- Ben sekiz yıl önce evlendim.
- 8 yıl önce evlendim.

我8年前就结婚了。

Sekiz yaşında bir araba neredeyse değersizdir.

一輛車齡八年的車子幾乎是毫無價值的。

- Ben 18 yaşındayım.
- On sekiz yaşındayım.

我十八岁。

O on sekiz yaşındayken Tokyo'ya geldi.

她18岁的时候来到东京。

O, sekiz yaşındayken dans etmeye başladı.

她八歲的時候開始跳舞。

Onlar sekiz gündür uçağı arıyorlar, başarısız.

他们找了八天飞机,一无所获。

Büyükannesi seksen sekiz yaşına kadar yaşadı.

她的祖母活到了八十八歲。

Tom günde sekiz saat bilgisayarında oturur.

Tom每天在電腦前工作八小時。

Onlar kırk sekiz saat boyunca uyumadılar.

他们已经四十八个小时沒睡觉了。

Sam on sekiz yaşındayken orduya katıldı.

薩姆在十八歲時加入了軍隊。

On sekiz yaşında liseden mezun oluruz.

我們在十八歲的時候從高中畢業了。

- Bir günde en az sekiz saat uyumalıyız.
- Günde en az sekiz saat uyumak zorundayız.

我们每天至少该睡八小时。

Lütfen yedi ile sekiz arasında beni arayın.

- 请在7、8点之间打给我。
- 请在7点到8点钟之间打电话给我。

Merkür Güneş sistemindeki sekiz gezegenin en küçüğüdür.

水星是太陽系八大行星中最小的。

O yirmi sekiz yaşına kadar ehliyet almadı.

他二十八歲才拿到駕照。

Sekiz erkek kardeşim ve kız kardeşim var.

我有八個兄弟姐妹。

Onlar her gün sekiz saat çalışmak zorunda.

他们每天必须工作8小时。

Bu kitap serisi kırk sekiz ciltten oluşuyor.

这套书共四十八册。

Onun büyükannesi seksen sekiz yaşına kadar yaşadı.

她的祖母活到了88岁。

On sekiz yaşındayken araba kullanmayı öğrendim ve ehliyet aldım.

我十八歲時,學了開車、考到了駕照。

Etli pilav sekiz yuan. Vejetaryen pilav sadece dört yuan.

抓饭肉是八块钱。素抓饭只是四块钱。

ABD'de, çoğu insan on sekiz yaşına ulaştığında oy kullanabilir.

在美国,大多数人能在十八岁后投票选举。

- Okul 8:30'da başlar.
- Okul sekiz buçukta başlar.

- 学校8点半开始上课。
- 學校八點半開始上課。

- Ben 18 yaşındayım.
- Ben on sekiz yaşındayım.
- 18 yaşındayım.

我十八岁。

Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.

一、二、三、四、五、六、七、八、九、十。

Zürih'ten Boston'a uçmak sekiz saat sürer, ancak dönüş için sadece altı.

从苏黎世到波士顿坐飞机要八个小时,但是返回时只要六个。

Yüz, iki yüz, üç yüz, dört yüz, beş yüz, altı yüz, yedi yüz, sekiz yüz, dokuz yüz, bin.

一百, 二百, 三百, 四百, 五百, 六百, 七百, 八百, 九百, 一千。