Translation of "Günde" in Chinese

0.008 sec.

Examples of using "Günde" in a sentence and their chinese translations:

- Roma bir günde kurulmamıştır.
- Roma bir günde yapılmadı.

- 罗马不是一天建成的。
- 冰冻三尺,非一日之寒。

- Dişlerimi günde iki kez fırçalarım.
- Günde iki kez dişlerimi fırçalarım.
- Günde iki defa dişlerimi fırçalarım.

我一天刷兩次牙。

O, bir günde yapılabilir.

它可以在一天之內完成。

Günde sekiz saat uyumalısın.

你应该每天睡八个小时觉。

Günde 100 avro kazanırım.

- 我一天賺一百歐元。
- 我一天挣一百歐元。

Günde kaç saat uyursun?

你每天睡几个小时?

Günde 100 avro kazanıyorum.

- 我一天賺一百歐元。
- 我一天挣一百歐元。

- Günde bir kez yıkanırım.
- Ben günde bir kez banyo yaparım.

我每天洗一次澡。

- Bir günde üç kez yemek yeriz.
- Günde üç kez yemek yeriz.

我们一日三餐。

- Bu ilaçlar günde üç kez alınmalıdır.
- Bu ilaçlardan günde üç kez alınmalıdır.
- Bu ilaçlardan günde üç kez alınmalı.

这点药一天吃三次。

Günde üç kez yemek yeriz.

我们一日三餐。

Günde bir saat tenis oynarım.

我每天打一小时网球。

Kızım günde sekiz saat uyur.

我女儿每天睡八个钟头。

İstediğin herhangi bir günde gel.

你可以隨時來。

Bir günde 500 dolar harcadım.

我一天花了500美元。

Ben günde 100 Euros kazanırım.

- 我一天賺一百歐元。
- 我一天挣一百歐元。

Köpeğimi günde bir kez beslerim.

我每天喂一次狗。

O, günde 30 dolar kazanıyor.

她每天挣30美元。

Ben günde 500 dolar harcadım.

我一天花了500美元。

Japonlar günde üç kez yemek yerler.

日本人每天吃三餐。

Babam günde bir paket sigara içer.

我爸爸每天抽一包烟。

Bulutsuz bir günde Fuji dağını görebilirsiniz.

睛天的時候,就可以看見富士山了。

Onlar bir günde 8 saat çalışmalılar.

他们每天必须工作8小时。

Saatim günde beş dakika ileri gider.

我的手表每天走快五分钟。

Tom günde sekiz saat bilgisayarında oturur.

Tom每天在電腦前工作八小時。

- Bir günde en az sekiz saat uyumalıyız.
- Günde en az sekiz saat uyumak zorundayız.

我们每天至少该睡八小时。

- Bu saat günde üç dakika geri kalır.
- Bu saat günde üç dakika geri kalıyor.

这个钟每天慢三分钟。

Amerika'da günde bir dolarla yaşayabileceğini düşünüyor musun?

你覺得你在美國每天只用一美元能生活嗎?

O, tek başına seksen günde dünyayı gezdi.

他独自环游了世界八十天。

Tom Mary'nin öldürüldüğü günde nerede olduğunu açıklayamıyor.

汤姆不能说明玛丽遇害那天自己在哪里。

Dişlerini günde en az iki kere fırçalamalısın.

你应该至少一天刷两次牙。

Bu saat günde üç dakika geri kalır.

这个钟每天慢三分钟。

Mayıs ayındaki güzel bir günde Meksika'da doğdum.

我出生在墨西哥美丽的五月

Saatim bir günde bir dakika ileri gider.

我的手錶每天快一分鐘。

O her üç günde bir buraya gelir.

他每三天來這裡一次。

Bu iş, bir günde 10,000 yen öder.

這個工作一天有10,000日圓的報酬。

Günde kaç kaç kez aynada kendinize bakarsınız?

你一天照几次镜子?

Günde bir sigara içmek iyi bir alışkanlıktır.

每天吸一根香煙是個好習慣。

Bu saat günde üç dakika geri kalıyor.

这个钟每天慢三分钟。

Fıçı birasının tadı sıcak bir günde özellikle iyidir.

生啤酒在大熱天時特別好喝。

Tüm bu işi bir günde yapmayı zor buluyorum.

我觉得很难用一天时间做完所有这些工作。

O günde 200 kilometre koşabilirim dedi ve yaptı.

他說他會在一天內跑 200 公里,而真的做到了。

Sıcak bir günde soğuk bir bira gibisi yok.

炎炎夏日來杯冰涼的啤酒,人生一樂也!

Bozuk bir saat bile günde iki kez doğrudur..

凡人皆有得意时。

Çoğu kişi dişlerini günde en az iki kez fırçalar.

多数人每天至少刷两次牙。

Bir günde bu miktarda işi bitirmenin mümkün olduğunu sanmıyorum.

我覺得很難用一天就做完這麼多的工作。

Benim doğum günüm 12 Haziran. Magdalena, benimle aynı günde ve yılda doğdu.

我的生日是六月十二日。玛格达莲娜和我同年同日生。

- Gerçek dost kara günde belli olur.
- İhtiyacın olduğunda yanında olan dost gerçek dosttur.

- 患難見真情。
- 在你有需要的時候,會幫你的朋友才是真正的朋友。
- 不能共患難的人, 不是真正的朋友

- Her gün bir elma, doktoru uzak tutar.
- Günde bir elma, doktoru uzak tutar.

一天一苹果,医生远离我。

Pazar öğleden sonra yağmurlu bir günde kendileriyle ilgili ne yapacaklarını bilmeyen milyonlarca insan ölümsüzlük için can atıyorlar.

世界上有數之不盡的人渴望自己能長生不老,但這些人卻連一個下雨的星期天下午也不懂得該怎麼打發。