Translation of "Ders" in Chinese

0.005 sec.

Examples of using "Ders" in a sentence and their chinese translations:

Ders çalışıyor.

- 他在讀書。
- 他在读书。

Ders iki kolaydır.

第二課很簡單。

Hatalarından ders almalısın.

你必须从失败中吸取教训。

- O çalışıyor.
- Ders çalışıyor.

- 他在讀書。
- 他在读书。

20 yıldır ders veriyor.

- 他教书教了20年了。
- 他已經教了20年。

Ders on ile başlayalım.

我们从第十课开始吧。

Bu iyi ders kitabıdır.

这本课本很好。

Ders sırasında diğerleriyle konuşma.

上課中不要跟別人講話。

İki saattir ders çalışmaktayım.

我已經讀了兩個小時的書了。

Bu ders kitabı iyidir.

这本教科书不错。

Öğrenciler, ders süresince sessiz olmalıdır.

学生在课堂上必须保持安静。

İngilizce en sevdiğim ders oldu.

英语变成了我最喜欢的学科。

Bir ders programı var mı?

有时间表吗?

- Ders çalışma.
- Çalışmayın.
- Çalışma.
- Öğrenmeyin.

你不要学习了。

Ders 8:30 da başlar.

課程八點半開始。

O ders bir zaman kaybıydı.

听这场演讲真是浪费时间。

Bugün ders olduğunu tamamen unutmuşum!

我居然忘记了今天有课!

Tom Fransızca ders kitabını kaybetti.

汤姆把他的法文课本弄丢了。

Tom şimdi odasında ders çalışıyor.

湯姆現在在他的房間裡學習。

Sizin için ders ne zaman?

你几点上课?

Bu iyi bir ders kitabı.

这本课本很好。

O ders kitabı güncel değil.

這本教科書不合時了。

Sana ders kitabımı ödünç vereceğim.

我會借給你我的課本。

- Ben o ders için kayıt yaptırabilir miyim?
- Ben o ders için kaydolabilir miyim?

我可以登記這堂課嗎?

Ders 10'u baştan itibaren oku.

從第十課的開頭讀起。

TV'yi kapattı ve ders çalışmaya başladı.

他关掉了电视开始学习。

Böyle bir gürültüde ders çalışmak imkansızdır.

在这么嘈杂的环境中无法学习。

İngilizce ders 8:30 da başladı.

英語課在八時半開始了。

Ders çalışabileceğim bir yere ihtiyacım var.

我需要個可以讀書的地方。

- Ders çalışmayı sevmem.
- Ben eğitimi sevmiyorum.

我不喜欢学习。

Tom bana ders kitabını kaybettiğini söyledi.

汤姆告诉我他丢了课本。

Ders 8:30'a kadar başlamaz.

八點半開始上課。

Her ders için ayrı defterim var.

每堂课我都分别有一本笔记。

Taninna her gün kütüphanede ders çalışır.

Taninna 每天都去图书馆学习。

- Daha fazla ders çalışmalısın.
- Daha çok çalışmalısın.

你该学得更多。

Oyna ya da ders çalış - seçim senindir.

玩樂還是讀書,全在你一念之間。

Bir aşçılık okulunda birkaç ders almayı düşünüyor.

她打算去烹飪學校上幾堂課。

Ve ders kitabınızda sayfa 10'u açın.

把你的课本翻到第十页。

Bu okul kendi öğrencilerine ders kitabı sağlamaktadır.

这所学校为学生提供教科书。

Bu ders kitabı benim için çok zor.

這本教科書對我來說太深了。

Bu ders kitabı basit İngilizce ile yazılmıştır.

这本教科书是用简单的英语写的。

O benim öğrencimdi. Şimdi çocuklarıma ders veriyor.

他曾是我的學生,現在在教我的孩子們。

- Bu ders kitabında yeni bir öğretme yöntemi kullanılıyor.
- Bu ders kitabında yeni bir öğretim metodu kullanılıyor.

这本教科书用来新方法学习。

Tom o ders çalışırken Mary'nin sözünü kesmek istemedi.

Tom不想在Mary讀書時騷擾她。

Tabii ki, ben Japonya'da iken Çin hakkında ders kitaplarından öğrendim, ama benim kendi adıma Çin'de gördüğüm bu ders kitaplarında anlatıldığından tamamen farklıdır.

當然,我在日本時透過課本了解中國,可是我自己在中國看到的跟那些課本描述的完全不一樣。

- Ben öğretirim.
- Ben ders veririm.
- Ben öğretmenlik yaparım.
- Ben öğretmenlik yapıyorum.

我教书。

Başkalarının hatalarından ders alın. Onların hepsini kendiniz yapacak kadar uzun yaşayamazsınız.

从别人的错误中学习,因为你无法所有事都亲身经历一次。

Her gün kahkaha atmakla ve ağlamakla çok meşgulüm bu yüzden ders çalışmak için zamanım yok.

在欢笑与泪水中度过每一天,时光是如此地匆忙,连学习的业余空闲都没有。