Translation of "Tehdit" in Arabic

0.025 sec.

Examples of using "Tehdit" in a sentence and their arabic translations:

Tehdit edildim.

كنت مهددا

Bu bir tehdit.

إنه تهديد.

Fadıl, Dania'yı tehdit etti.

هدّد فاضل دانية.

Tehdit altında olan çeşitler arasında

تضم هذه النوعيات المهددة الـ بلود كلينج،

çünkü alacakaranlık bölgesi tehdit altında.

لأن منطقة الغسق في خطر.

Başka bir yasal tehdit aldık.

حصلنا على تهديد قانوني آخر.

Sami, Leyla'nın hayatını tehdit etti.

- هدّد سامي حياة ليلى.
- هدّد سامي ليلى بالقتل.

Ve bilgisayarınıza girmekle sizi tehdit ediyorsa

وهددك ذلك المخترق باقتحام أجهزتك،

Gerildiklerinde, baskı ve tehdit altında olduklarında,

‫عندما تشعر بالتوتر والضغط والتهديد...‬

Bireysel ayrıcalığımıza bir tehdit olarak değil de

وضرورة لبقاء عالمنا،

Soğuk, daha da büyük bir tehdit oluşturabilir.

‫ويمكن للبرد أن يكون تهديدًا أكبر.‬

Demokrasi ve toplum için de bir tehdit.

بل تشكل تهديداً على المجتمع والديمقراطية.

İnsan açgözlülüğü birçok türün varlığını tehdit ediyor.

طمع الإنسان يهدد حياة كثير من الأنواع الحية.

Bağdat'ı, Basra'yı ve Kahire'yi tehdit eden şey. Ayrıca

المياه سيزيدان منسوب المياه في نهري دجلة والفرات ونهر النيل.

Tek tehdit vampirler de değildir. Burada denizaslanları da yaşar.

‫مصاصات الدماء ليست التهديد الوحيد.‬ ‫تعيش أسود البحر هنا أيضًا.‬

Gazı olan karbondioksitin yol açtığı dünyayı öldürmekle tehdit ederek

بالتلويح بقتل الارض مدفوعاً بغازاتٍ تعد السلاح القاتل له

Elli iki ülkenin güvenliğini tehdit ve milyonlarca insanı öldürür.

يهدد امن وسلامة اثنين وخمسين دولةً ويودي بحياة ملايين البشر.

Ayrıca Fransız aristokrasisi, Bayazid'in yakınlaşması söylentilerini dinledi. kesmekle tehdit etti

علاوة على ذلك، هدّد النبلاء الإفرنجة بقطع آذان كل من يتحدّث عن الشائعات

Dünya yüzeyindeki herhangi bir muzun varlığını kesin olarak tehdit eden

الموز فريسةً لمرضٍ يسمى اربعة. ما يهدد وجود اي موزةٍ على سطح

Roma yurttaşlarının ikamet ettiği böyle öne çıkan bir bölgeyi tehdit etmenin...

لقد شعر أن تهديد مثل هذه المنطقة البارزة، التي يسكنها مواطنون رومان، سيؤدي إما

Mısır toplumunun istikrarını tehdit ediyor , ancak en büyük korku, geçici evliliğin

فكرة المتعة التي بالاوساط الشيعية وتحديداً ايران وهو ما

Tüm gergedanlar için en büyük tehdit insanlığın açgözlülüğü ve büyük bir kâr vaadi.

‫الخطر الأكبر الذي يواجهه وحيدات القرن‬ ‫هو الجشع البشري‬ ‫والأمل بتحقيق أرباح كبيرة.‬

Otuz üç şehri tehdit ediyor . Çoğu Asya'da olan yüz elli milyondan fazla insan

ارتفاع مستوى سطح البحر يهدد ثلاثةً وثلاثين مدينةً حول

Buna ek olarak, yeryüzünden kaybolmakla en çok tehdit eden ülkeler de dahil olmak üzere

كما ان ملايين العائلات ستجبر على اخلاء منازلها والهجرة من

Vahşi yaşam biyoloğu Dr. Wong Siew Te'ye göre en tehlikeli gergedan, kendini tehdit altında hisseden gergedandır.

‫بحسب عالم الأحياء المختص بالحياة البرية‬ ‫الدكتور "وونغ سيو تي"،‬ ‫فإن أخطر وحيد قرن‬ ‫هو ذلك الذي يشعر بأنه مهدد.‬