Translation of "Serin" in Arabic

0.004 sec.

Examples of using "Serin" in a sentence and their arabic translations:

İlaçlar da gayet serin. Onları mağarada serin tuttuk.

‫والأدوية سليمة وباردة.‬ ‫بقيت باردة في ذلك الكهف.‬

üzerinde yuvarlandığın serin şeyde,

الأشياء الباردة التي كنت تتدحرج عليها،

Burası çok daha serin.

‫درجة الحرارة أصبحت أقل بكثير.‬

Güzel, serin bir su.

‫مياه باردة وجميلة.‬

Çok daha serin olsa da...

‫الجو أبرد بكثير،‬

Biraz serin tatlı su iç.

اشرب بعض الماء البارد.

Serin mağarada mı, yüksek ağaçta mı?

‫الكهف البارد؟‬ ‫أم الشجرة العالية؟‬

Serin olsalar da yağmalanmış ve kırılmışlar.

‫على الرغم من أنها باردة،‬ ‫إلا أنها تعرضت للتخريب والكسر.‬

...ısıyı yayarak fili serin tuttuğunu gösteriyor.

‫تشع حرارة وتحافظ على برودة جسده.‬

Vay canına, burası çok daha serin.

‫يا للعجب، الطقس ألطف كثيراً هنا.‬

Aslında bunu hissedebiliyorum. Şimdiden daha serin.

‫واقع الأمر أنه يمكنني الشعور بذلك.‬

Evet, bu çamur çok güzel ve serin.

‫أجل، كل هذا الوحل جيد للغاية وبارد.‬

Buranın ne kadar daha serin olduğu şimdiden hissediliyor.

‫يمكنني أن أشعر على الفور بمدى برودتها.‬

Ancak avın gürültüsü serin gecede çok ilerilerden duyuluyor.

‫لكن صوت الصيد يصدح بعيدًا‬ ‫عبر هواء الليل البارد.‬

Ve bu ilaçlar için iyi olurdu. İçerisi çok serin.

‫وسيكون جيداً للدواء، فحرارته ألطف بكثير.‬

Bu onları serin tutacaktır. Hem gölgedeler hem de çamurda.

‫ستحافظ هذه عليها لطيفة وباردة،‬ ‫في الظل، مدفونة في الوحل.‬

Bu yüzden böcekler daha serin bir yerde saklanıyor olacaklar.

‫لذا ستختبئ تلك الكائنات ‬ ‫في أي مكان يكون أكثر برودة.‬

Bu kanyon yarığı da serin olduğu için hızlı buharlaşmıyor.

‫وبما أن جو هذا الوادي الضيق لطيف وبارد،‬ ‫لا تتبخر سريعاً.‬

Ve bu ilaçlar için de iyi olur. İçerisi çok serin.

‫وسيكون جيداً للدواء، فحرارته ألطف بكثير.‬

Çocuklar yaz aylarında serin kalmak için su tabancalarıyla oynamayı severler.

الاطفال يحبون اللعب بمسدسات رش الماء في الصيف ليبقوا منتعشين

Bir yeraltı madeni, yüzeydeki sıcaklıktan 20-30 derece daha serin olabilir.

‫يمكن لمنجم تحت الأرض ‬ ‫أن يكون أقل بـ20 إلى 30 درجة‬ ‫عن درجات الحرارة فوق سطح الأرض.‬

Ama bunu yapmadan önce bu ilaçları halletmeliyiz. Onları serin tutacak bir şey yapmalıyız.

‫ولكن قبل أن نفعل هذا، ‬ ‫علينا أن نرتب هذه الأدوية.‬ ‫ونفعل شيئاً يحافظ لها على برودتها.‬

Bu ilaçlar için iyi olmaz. Onları serin tutmak için başka bir plana ihtiyacımız var.

‫لن يكون في صالح الدواء.‬ ‫سنحتاج لخطة أخرى لنبقيه بارداً.‬

Bu da ilaçlar için iyi olmaz. Onları serin tutmak için başka bir plana ihtiyacımız var.

‫لن يكون في صالح الدواء.‬ ‫سنحتاج لخطة أخرى لنبقيه بارداً.‬

Bu mağarada kamp yapabiliriz ve bu ilaçlar için de iyi olur. İçerisi çok daha serin.

‫إذن يمكننا التخييم في هذا الكهف،‬ ‫وسيكون جيداً للدواء، فحرارته ألطف بكثير.‬