Translation of "Film" in Arabic

0.008 sec.

Examples of using "Film" in a sentence and their arabic translations:

Film izleyelim.

دعونا نرى الفيلم.

- Film saat onda başlar.
- Film saat onda başlıyor.
- Film saat onda başlayacak.

يبدأ عرض الفلم الساعة العاشرة.

Film kaçta başlıyor?

متى يبدأ الفلم؟

- Film ne zaman başlar?
- Film ne zaman başlıyor?

متى سيبدأ الفيلم؟

Venedik Film Festivali dünyadaki en eski film festivalidir.

مهرجان البندقية السينمائي هو أقدم مهرجان سينِمائي في العالم.

Uçakta film var mı?

هل تُبث أفلام على متن هذه الطّائرة؟

Film beklediğim gibi ilginçti.

- كان الفلم جديراً بالإهتمام كما توقعت.
- كان الفلم شيقاً كما تخيلت أن يكون.
- كان الفلم مثيراً للإهتمام كما توقعت.

Film düşündüğüm gibi değildi.

هذا الفيلم ليس الفيلم الذي فكرت انه هو .

Thomas bir film izliyor.

توماس يشاهد فيلماً.

Film 2 saat sürdü.

استمر الفلم ساعتين.

İrlanda mitolojisinden bir film yapılıyor

يتم صنع فيلم من الأساطير الأيرلندية

Film saat 2'de başladı.

بدأ الفلم في الساعة الثانية.

Bu film yeniden görmeye değer.

هذا الفلم يستحق المشاهدة لمرة ثانية.

Bu düşük bütçeli bir film.

هذا فيلم منخفض التكلفة.

Bir film ekibi bize eşlik ediyordu.

وكل طاقم التصوير يجدفون.

Hindistan'da bir film festivaline gitmek için

للذهاب إلى مهرجان سينمائي في الهند

Bu film de hala izlendiğine göre

بما أن هذا الفيلم لا يزال قيد المشاهدة

çıkarcı insanları anlattı yine bu film

أخبر هذا الفيلم الأشخاص المهتمين

Aslında muazzam mesaj içeren bir film

إنه في الواقع فيلم برسالة هائلة

Biz ise malesef bir film yapmıyoruz

للأسف نحن لا نصنع فيلم

İzlediğim bir film vardı "Time Machine"

كان هناك فيلم كنت أشاهده "آلة الزمن"

Geçen Pazar komik bir film izledik.

شاهدنا فلماً مضحكاً يوم الأحد الماضي.

- Ben filmleri sevmiyorum.
- Film izlemeyi sevmiyorum.

لا أحب مشاهدة الأفلام.

Altımda çimentodan zeminde yapışkan bir film vardı,

كانت على الأرضية الإسمنتية تحتي طبقة لزجة،

Hapishanede Nazi Soykırımı hakkında bir film gösterildi.

عندما كان في السجن عرضوه فيلماً عن الهولوكوست.

Sonra diyorlar ki joker çok iyi film

ثم يقولون أن الجوكر فيلم جيد للغاية

Ama bu film hala daha izlendiğine göre

ولكن بما أن هذا الفيلم لا يزال قيد المشاهدة

Aslında her ödülü hak eden bir film

في الواقع فيلم يستحق كل جائزة

Ve gerçekten çok iyi bir film yapılabilir

ويمكن صنع فيلم جيد حقا

Bu şimdiye kadar seyrettiğim en kötü film.

هذا أسوأ فلم شاهدته في حياتي.

Ilk başrol olarak aldığı film ise salako filmi

الفيلم الذي أخذه كأول دور رئيسي هو فيلم salako

Ama film başlayınca o gülüşü her şeyi değiştiriveriyordu

ولكن عندما بدأ الفيلم ، غيرت تلك الابتسامة كل شيء

Ve tüm dünyada izlenebilecek şekilde yapılan bir film

وفيلم مصمم لمشاهدة جميع أنحاء العالم

Kardeşimle The Great Dance isminde bir film çekiyorduk.

‫كنت أصوّر فيلمًا اسمه "ذا غريت دانس"‬ ‫برفقة أخي.‬

Saçma sapan görselliği sıfır bir film yaparız diye düşünüyorum

أعتقد أننا سنصنع فيلمًا بصريًا هراء

Film kötü olmasına rağmen arkadaşlarımla olduğum için iyi geçireceğim.

بالرّغم من أنّ هذا الفيلم سيّء، سأستمتع بمشاهدته لأنّي مع أصدقائي.

Kemal Sunal bu teklifi kabul etmişti fakat film Batum'da çekilecekti

قبل كمال سونال هذا العرض ، ولكن سيتم تصوير الفيلم في باتومي.

Avengers: Endgame, bütün zamanların en yüksek hasılatını yapan film oldu.

Avengers: Endgame ، رسميًا ، الفيلم الأعلى ربحًا على الإطلاق.

Antalya film festivaldinde Kemal Sunal en iyi erkek oyuncu ödülünü almıştı

حصل كمال سونال على جائزة أفضل ممثل في مهرجان أنطاليا السينمائي

Dürüst olan belediye başkanın bile başına neler geldiğini anlatan bir film

فيلم عن ما حدث حتى لرئيس البلدية الأمين

Birden tekrar fotoğraf ve film çekmek için enerjim olduğunu fark ettim.

‫وأدركت فجأةً أن لديّ طاقة للالتقاط الصور‬ ‫وتصوير الأفلام مجددًا.‬

Baktı ki herkes ona gülen adam diyor, oda gülen adam isminde bir film çekti

رأى أن الجميع يدعوه الرجل الذي يبتسم ، وقد صنع فيلمًا باسم رجل الغرفة