Translation of "Eşit" in Arabic

0.005 sec.

Examples of using "Eşit" in a sentence and their arabic translations:

Eşit Haklar Tasarısı destekçisiydim.

كنت داعمةً لتعديل الحقوق المتساوية.

Eşit üye ülkeler olarak,

كدول أعضاء متساوية

Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.

لكل فرد دون أي تمييز الحق في أجرٍ متساوٍ للعمل.

Eşit bir hak olması gerektiğine

بأن الجميع يجب أن يحصلوا على فرص متساوية في التعليم

Bizim zamanımız ışık hızına eşit

وقتنا يساوي سرعة الضوء

İki günü eşit olan zarardadır.

- من استوى يوماه فهو مغبون.
- من تساوى يوماه فهو مغبون.

[ Her çocuk eşit hakları hak eder.

[كل طفل يستحق فرصة متساوية.]

Ama şu an eşit olmadığımızı söylediğimizde

عندما نخبركم أننا ربما، ربما، مساوياتٍ لكم،

4 yüzeyin toplamı yüksekliğin karesine eşit

مجموع 4 أسطح يساوي مربع الارتفاع

Adamın IQ seviyesi ile yaşı eşit

مستوى ذكاء الرجل يساوي العمر

Ödülü kim kazanacak? Her hayvan eşit doğmaz.

‫من سيربح الجائزة؟‬ ‫ليست جميع الحيوانات متشابهة.‬

Başkaları için de eşit fırsatlar yaratarak büyürler.

ويكبرون ويحدثون فرصًا متكافئة للآخرين.

Bir kadın olarak erkeklerle eşit maaş kazanamadığımı öğreniyorum.

وأعلم أنني لا أستطيع كسب رواتب متساوية مع الرجال كامرأة.

Hayatı herkes için eşit derecede zorlayıcı yapmak için

التكنولوجيا التي تساعد و تمكن هؤلاء الناس الذين يعانون من ظروف صعبة.

Harika bir seçimdi. Sürünmek, ağırlığınızın eşit dağılmasını sağlar

‫كان خياراً رائعاً.‬ ‫الزحف يوزع وزنك بشكل أكثر تساوياً‬

Bu iki kanat güç konusunda eşit olmadığı sürece,

فطالما أن هذين الجناحين غير متكافئين في القوة،

Benim acım seninkine eşit. Ordumdaki en seçkin generali

ألمي يساوي ألمك. لقد فقدت الجنرال الأكثر تميزًا في جيشي ،

Çünkü her çocuk eğitim için eşit hakkı hak eder.

كل طفل له الحق في التعليم.

Eşit alanlara sahip değiliz ve bu hep böyle oldu.

إنه ليس ميدانًا للتنافس، لم يكن أبدًا.

Bu, tüm dünyadaki yolculukların 3'te 2'sine eşit.

هذا يشكل ثُلثي عدد الرحلات في العالم كله.

Ve eşit şekilde çizgiler çekildiğinde İsa resmin tam ortasında

وعندما تُرسم الخطوط بالتساوي ، يكون يسوع في منتصف الصورة مباشرة.

Eşit alan haritası olarak bilinen Gall-Peters projeksiyonunu kullanabilirsiniz.

والذي يدعى خريطة المساحة المتساوية

Maduro; resmi döviz kurunu '1 Amerikan doları 10 bolivar'a eşit' olarak sabitledi

وضع مادورو معدل سعر الصرف الرسمي 10 بوليفار مقابل الدولار الواحد

Tüm insanlar özgür, şeref ve haklar bakımından eşit doğar. Akıl ve vicdana sahiplerdir ve birbirlerine karşı kardeşlik ruhuyla hareket etmelidir.

يُوْلَد جَمِيْع الْنَّاس أَحْرَارا ومُتَسَاوِين فِي الْكَرَامَة وَالْحُقُوْق، وَهُم قَد وُهِبُوا الْعَقْل وَالْوِجْدَان، وَعَلَيْهِم أَن يُعَامِلُوْا بَعْضَهُم بَعْضا بِرُوْح الْإِخَاء.

Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler.

يُوْلَد جَمِيْع الْنَّاس أَحْرَارا ومُتَسَاوِين فِي الْكَرَامَة وَالْحُقُوْق، وَهُم قَد وُهِبُوا الْعَقْل وَالْوِجْدَان، وَعَلَيْهِم أَن يُعَامِلُوْا بَعْضَهُم بَعْضا بِرُوْح الْإِخَاء.

Halkın iradesi kamu otoritesinin esasıdır; bu irade, gizli şekilde veya serbestliği sağlayacak muadil bir usul ile cereyan edecek, genel ve eşit oy verme yoluyla yapılacak olan devri ve dürüst seçimlerle ifade edilir.

إن إرادة الشعب هي مصدر سلطة الحكومة، ويعبر عن هذه الإرادة بانتخابات نزيهة دورية تجري على أساس الاقتراع السري وعلى قدم المساواة بين الجميع، او حسب أي إجراء مماثل يضمن حرية التصويت.