Translation of "Dik" in Arabic

0.008 sec.

Examples of using "Dik" in a sentence and their arabic translations:

Ve dik dik bakmaya başladı

وكان يحدّق إلي،

Dik oturun.

- إجلس مستقيماً.
- اقعد مستقيم الظهر.

Genellikle bir çocuk bana dik dik bakar.

سيحدق فيّ طفل.

Gözlerini oraya dik

ابق عينيك هناك

Kendilerini dik tutamıyorlar.

لا يمكنهم الوقوف بشكل صحيح.

Başını dik tut.

- ابقي ذقنك مرفوعاً
- ارفع رأسك.

Atın üzerinde dik duramadım,

لم أستطع أن أثبت نفسي مستقيمة على السرج.

Baksanıza, burası çok dik.

‫انظر، هذا شديد الانحدار.‬

Burası dik bir uçurum.

‫هذا منحدر خطر.‬

- Düz dur!
- Dik dur!

قف مستقيم

Sağ ayağım üstünde dik duracaktım.

كان يجب علي فقط أن أقف على قدمي اليمنى،

Bu trend çizgisinin en dik kısmı.

إنه الجزء الأكثر حدة في خط الاتجاه هذا.

Ve tırmanmanın mümkün olmadığı dik kayalıklar da var.

‫والجروف شديدة الانحدار ‬ ‫التي يصعب تسلقها لعدم استقرارها.‬

Burası dik bir uçurum, dümdüz. Muhtemelen 45 metreden fazladır.

‫هذا جرف شديد الانحدار، من هنا مباشرة.‬ ‫يزيد ارتفاعه ربما عن 45 متراً.‬

Kayalık tırmanışları her zaman tehlikeli olur. Burası oldukça dik görünüyor

‫سيكون تسلق الجروف دوماً خطراً.‬ ‫هذا يبدو شديد الانحدار،‬

Ancak aşağı inen yol çok dik ve buzlar ile kaplıydı.

لكن المنحدرات في الطريق كانت أكثر انحدارًا ويغطيها الجليد بشكل كبير

Nigbolu gibi yoğun ormanları ve dik yamaçları ile savaş alanlarında

في ساحات القتال مثل نيكوبوليس، لا تسمح الغابات الكثيفة والتضاريس المنحدرة

Alabildiğine uzanan ve kavrulan vadiler var. Burası dik uçurumları olan kumtaşı kayalıklarla

‫وهي الوديان الشديدة الحرارة ‬ ‫التي تمتد على مرمى البصر.‬ ‫جروف الحجر الرملي شديدة الانحدار،‬

Burası dik uçurumları olan kumtaşı kayalıklarla ve kilometrelerce uzunlukta dönüp dolaşan labirentlerle

‫جروف الحجر الرملي شديدة الانحدار،‬ ‫والوديان الضيقة المتعرجة‬ ‫ التي تتلوى لكيلومترات طويلة،‬

Babası onun memur olmasını istedi, ancak genç Ney, aceleci ve dik başlı,

أراده والده أن يصبح كاتبًا ، لكن ناي الشاب ، المتهور والعنيد ، انضم

Şehir çok ağır tahkimliydi. Bayır ve uçurumların en dik yerinde , çevre ovadan oldukça yüksek bir yerdeydi.

كانت المدينة محصنة بشدة، إذ تقع فوق منحدرات شديدة الانحدار، مرتفعة فوق السهل المحيط