Translation of "şiddet" in Arabic

0.008 sec.

Examples of using "şiddet" in a sentence and their arabic translations:

şiddet krizi

أزمة من العنف

şiddet hareketleri üzerine çalıştım,

لقد قمتُ بدراسة حركات العنف،

Uyuşturucu ticareti destekçisi ve şiddet dolu.

انا أعني أنه أمر مهين وأمر عنيف.

Cevabın şiddet değil anlamak olduğunu görebiliyordum.

استطعت أن أرى أن الجواب هو التفاهم، بدلاً من العنف.

Saldırganların, bir şiddet eylemine kendilerini hazırlarken

واحدة من الأمور الّتي فعلها المهاجمون

Ama şiddet ekolojilerine katkı sağlamayı durdurabiliriz.

ولكنْ يمكننا أنْ نتوقف عن المساهمة في البيئات العنيفة.

Sokakta bir kadın dövülmekteyse şiddet görmekteyse

إذا تعرضت امرأة للضرب في الشارع ، فإنها تتعرض للعنف

Biz doktorlara şiddet uyguluyorduk hatırlıyor musunuz?

هل تتذكر أننا كنا عنيفين مع الأطباء؟

İran hükûmeti bu protestoları şiddet kullanarak bastırdı,

وقمعت الحكومة الإيرانية بعنف

Zira Sünni-Şii bölünmesi, asla şiddet içermemiştir.

لم يكن الانقسام السني الشيعي بهذا العنف

Sami bütün Müslümanların kadınlara şiddet uyguladığını düşünüyordu.

كان سامي يعتقد أنّ كلّ المسلمين يضربون النّساء.

Alçaltıcı, kendine zarar veren, şiddet yanlısı olduğunu söylüyor.

هو أمر ضد التعليم، وأمر مهين ومدمر للنفس وأمر عنيف،

Başlangıçta, hip-hop şiddet ve uyuşturucu yanlısı değildi.

فى البداية، الهيب هوب لم يكن موالي للعنف أو مناصر للمخدرات.

İntikam ve şiddet uzun dönemde aşırılık sorununda işe yaramaz.

ومع مرور الزمن، لن ينجح الانتقام والعنف في وجه المتطرفين.

O yıl, ikisi de şiddet saldırısı işlemeye karar verdi.

في تلك السّنة، قرّرت كلتاهما أنْ تشنّا هجومًا عنيفًا.

Peki tüm bunlar bize politik şiddet hakkında ne söylüyor?

ما الّذي نخرج به من كل ذلك فيما يتعلق بماهيّة العنف السياسي؟

Kadına şiddet dünya çapında sıkça yaşanan insan hakları ihlallerindendir.

العنف ضد النساء هو أحد أكثر اختراقات حقوق الإنسان تكراراً حول العالم.

Hip-hop'ın neden genellikle şiddet dolu, öfkeli ve nihilistik olduğunu

اذا كنتم تتعجبون لماذا موسيقى الهيب هوب عنيفة وغاضبة وغير دينية،