Translation of "''en" in Arabic

0.024 sec.

Examples of using "''en" in a sentence and their arabic translations:

Bence en büyüğü, en başarılısı, en karizmatiği

في رأي أعظمهم، أنجحهم، الأكثر جاذبية.

En sarı saçlar, en iyi gülümseme ondaydı

شعرها أشقر شعر، وبسمتها أروع بسمة،

En büyük ve en gelişmiş çiftliklerin bazılarına

تقوم بعض أكبر المزارع وأكثرها تقدما

En parlak yıldızların en yüksek sesli olduğunu

حيث ستكون النجوم الأكثر سطوعًا هي صاحبة النغمة الأعلى صوتًا

En tatlı intikamın,

هل يمكنكم أن تروا أن الانتقام الجميل

En iyi arkadaşlar.

وهما صديقتان محببتان.

En kolay sorulardan,

لنا للإجابة عليه،

En önemlisi ise

لكن الأهم،

En ağır hâldedirler.

‫في كثير من الأحيان تنتهي القصة هنا ،‬

En önemli kanalındaydım

في محطتها الرئيسية

En iyi yöneticiler,

أفضل الحكّام، "(الأوروغواي)"

Hatta en büyüğü

حتى الأكبر

Pramit'in en tepesinde

على قمة الترام

En iyi kolejlerde,

في أفضل الكليات ،

En azından ön -

الجبهة ، على الأقل -

En başından beri,

منذ البداية،

En kötüsüne hazırım.

أنا مستعد للأسوء

Allah en büyüktür.

الله أكبر!

En ölümcül sebep

السبب الأكثر فتكا هو

Ve en önemlisi

والأكثر أهمية،

Avrupa'nın en büyük ve en yabani dağlarından birinin.

‫إنها واحدة من أكبر الجبال وأكثرها إقفاراً‬ ‫في كل "أوروبا".‬

- Kahkaha en iyi ilaçtır.
- Gülmek en iyi ilaçtır!

الضحك أفضل دواء.

- En sevdiğiniz hayvan hangisidir?
- En sevdiğin hayvan hangisidir?

ما هو حيوانك المفضل؟

En zor anında da, en kötü anında da, en iyi olduğu anında da,

في أصعب لحظاته، في أسوأ لحظاته، في أفضل لحظاته،

Dünyanın en büyük timsahı en hızlı köpek balığıyla çarpışacak.

‫أكبر تمساح على وجه الكرة الأرضية‬ ‫يتعارك مع أسرع قرش في التاريخ،‬

Ormanda en küçük şeylerin genelde en ölümcül olduklarını gördüm.

‫تعلمت في الغابة‬ ‫أنه عادة ما تكون الأشياء الصغيرة‬ ‫هي الأكثر فتكاً.‬

Bunlar dünyanın en zengin, en güçlü insanları olmalarına rağmen

هؤلاء هم أغنى وأقوى الرجال في العالم،

Sahadaki hem en iyi hem de en kötü görevdir.

وهو أفضل وأسوأ موقع في الملعب.

En prestijli üniversitelerden mezun, en az 1.82 m. boyunda,

أن يكون في رابطة Ivy، وطوله 6 أقدام أو أطول،

Bunun sebeplerinden en önemlisi bölgenin en büyük kilisesi orasıydı

أحد أكبر أسباب ذلك كان أكبر كنيسة في المنطقة

- Sen benim en iyi arkadaşımsın.
- Sen en iyi arkadaşımsın.

أنت صديقي المفضل.

Elbette Allah katında en üstün olanınız en dürüst olanınızdır.

إن أكرمكم عند الله أتقاكم.

- Bill benim en iyi arkadaşımdır.
- Bil benim en iyi arkadaşımdır.
- Bill benim en iyi arkadaşım.

بيل صديقي المفضل.

O, yaşayan türlerin en güçlüsü değil, en zekisi değil fakat değişmek için en duyarlı olanıdır.

لا تنجو أقوى الأنواع، ولا أذكاها، بل أكثرها استجابةً للتغيير.

- Fatma, sınıfımızdaki en büyük öğrencidir.
- Fatima sınıfımızdaki en yaşlı öğrencidir.
- Fatma sınıfımızdaki en büyük öğrencidir.

فاطمة أكبر طالبة في فصلنا.

En iri mavi gözler,

عيناها كانتا أوسع العيون الزرقاء،

En doğru seçim budur,

ذلك هو الخيار الأفضل

En azından, düşündüğümüz bu.

على الأقل، هذا ما نعتقد.

En enteresan kısım duşta.

وكان الجزء الأكثر إثارة هو في الحمّام.

Hikaye ta en baştan,

بدأت هذه القصة منذُ اللحظة الأولى،

Öğrencilerimiz, en değerli kaynağımız

يعد طلبتنا أكثر مصدر ذي قيمة،

Hikâyenin en alçak noktası.

إنها أدنى نقطة في القصة.

Bunlar, benim en güvendiğim

هذه استراتيجياتي المفضلة التي أعتمد عليها

Demansın en yaygın nedeni.

يؤثر على ما يقرب من ستة ملايين شخص في الولايات المتحدة وحدها.

İstersen en baştan başlayalım.

لنبدأ من البداية

Bulabileceğiniz en taze balık.

‫هذا أفضل سمك طازج.‬

Bu en küçük jenerasyondur,

هذا هو أصغر جيل

En temel insan haklarını,

فهو الشخص يدافع عن الحقوق الإنجابية،

En zeki adama açıklanamaz."

إذا كان مقتنع بإصرار أنه يعلم بالفعل."

Dünyadaki en güçlü kuruluşların

فأكثر المؤســسات نفوذًا في هذا العالم

ülkedeki en büyük şehirdeydim.

كنت في أكبر مدينة بالبلاد،

Nasıl en iyisini yapacağız?

كيف نتأكد من تأدية أفضل ما نملك؟

Günümüzün en yeni verilerini

لنقارن بين البيانات الحديثة للحاضر

Sessizlik... ...en güvenli strateji.

‫الصمت...‬ ‫هو الأكثر أمانًا.‬

En iyisi devam etmek.

‫يُستحسن أن تتحرك.‬

En son teknolojiyi kuşanarak...

‫مُسلّحين بأحدث التقنيات،‬

Dolunay en parlak hâlinde.

‫ليلة مقمرة ساطع نورها.‬

Ulaşılabilecek en üst seviye

إنّه أعلى مستوى

En katışıksız hâli bu.

إنّها الرأسمالية في أنقى أشكالها.

Uruguay'ın en yoksul kesimlerinde

بدأنا بالفعل ببناء هذه المباني

En köstekleyici şey ise

وتعلمون ما هو أكثر أمر مثبط للحوافز؟

Yaptığım en çarpıcı şeydi,

وكان أكبر إنجازاتي

Dünyanın en ünlü güreşçileriyle

وتمكنت من الجلوس وراء الكواليس طوال ذاك اليوم

Aslında en görülebilir olanı.

هي بالفعل خير دليل يمكننا أن نلحظه.

Güvenliği en üst düzeyde

الأمن على أعلى مستوى

Hatta en güzeli bu

هذا حتى أجمل

San Fransisco'nun en eskisi,

الأقدم في سان فرانسيسكو،

Hadi en başından bakalım.

دعونا نلقي نظرة على البداية.

Ama en önemlisi, nezaket.

‫لكن الأمر الأكثر أهمية،‬ ‫هو أن يتمتع بالطيبة.‬

En küçük hayvanları bile.

‫حتى أصغر الحيوانات.‬

Dürüstlük en iyi politikadır.

الصدق أفضل سياسة .

En yakın eczane nerede?

- أين أقرب صيدلية؟
- أين هي أقرب صيدلية؟

En yakın kilise nerede?

أين أقرب كنيسة ؟

Futbol en sevdiğim oyundur.

- كرة القدم هي لعبتي المفضلة.
- كرة القدم أحب رياضة إلى قلبي.

En sevdiğim mevsim sonbahardır.

الخريص فصلي المفضل.

En yakın otel nerede?

أين أقرب فندق؟

En azından mutlu öleceğim.

على الأقل سأموت سعيداُ.

En sevdiğin raketi seç.

اختر مضربك المفضل.

En kötüsünü beklemek zorundayız.

علينا أن نتوقع الأسوأ.

En iyi kuaförler eşcinsel.

أحسن مصففي الشعر مثليو الجنس

En kötüsü için hazırlanıyorum.

أنا أستعد للأسوأ.

En iyide ısrar et.

أصِرَّ على الأفضل.

En az 16.000 tane

ما لا يقل عن 16000 منهم

- Allah en büyüktür.
- Allahuekber.

الله أكبر!

En yakın süpermarket nerede?

أين تقع أقرب سوق ممتازة؟

En sevdiğim renk kırmızı.

لوني المفضّل هو الأحمر.

En iyisi gerçeği söylemek.

من الافضل ان تقول الحقيقة

En yakın istasyon nerede?

أين أقرب محطة قطار؟

En sevdiğiniz müzik nedir?

ما هي موسيقاكَ المفضّلة؟

En sevdiğin roman hangisidir?

ما هي روايتك المفضلة؟

En sevdiğiniz piyanist kimdir?

من هو أحب عازفي البيانو إليك.

Saldırı en iyi savunmadır.

- الهجوم هو أفضل دفاع.
- أفضل دفاع هو الهجوم.

En bomba laflar bende.

لدي أفضل الكلمات.

En küçük kardeşim o.

هو الأصغر من بين كلّ إخواني و أخواتي.

Ama en gürültülü olan her zaman en kırmızı olan değildir.

ولكن الأكثر صخبًا ليس دائمًا الأكثر خطورة.

Geceden sağ çıkmanın en iyi yolu en ince dala tünemek.

‫الجثم على أنحف غصن‬ ‫هو أفضل فرصة للنجاة من الليل.‬

- O, hayatımdaki en iyi gündü.
- Bu hayatımın en güzel günüydü.

- كان ذلك أجمل يوم في حياتي.
- كان ذلك أفضل يوم من أيام عمري.

- O, tanıdığım en tembel kişidir.
- O, bildiğim en tembel kişidir.

هي أكسل من أعرف.