Examples of using "Traje" in a sentence and their turkish translations:
Akşam yemeğini getirdim.
Ben şarap getirdim.
Öğle yemeği getirdim.
Güzel kostüm.
Sana bir şey getirdim.
Sana biraz yiyecek getirdim.
Bir kitap getirdim.
Sana çiçekler getirdim.
Sana biraz aspirin getirdim.
Sana biraz kahve getirdim.
Sana biraz dondurma getirdim.
Hiç takım elbise giymem.
O takım pahalı görünüyor.
Bu kıyafet yansıtıcı
Takımımı giyeceğim...
Benim takım gridir.
Onu senin için getirdim.
O güzel bir takım elbise.
Sana bir şey getirdim.
Sana küçük bir şey getirdim.
Ona bir oyuncak aldım.
Sana bir hediye getirdim.
Sana ilacını getirdim.
Bu takımın temizlenmesini istiyorum.
Kendinize uygun bir takım elbise alın.
O elbise pahalı bir görünüme sahip.
Bir takım elbiseye bile sahip değilim.
Aletlerimi getirdim.
O açık mavi bir takım elbise giyiyor.
Ben sana yeni bir takım yapacağım.
O, bana bir takım elbise yaptı.
Sana yiyecek bir şey getirdim.
Bu kıyafet de ne böyle?
Ben, bir takım elbise giyerim ve kravat takarım.
Onu geri getirdim.
Yepyeni bir takım giyiyor musun?
Takım ona olur.
Bu takım elbise benim için fazla büyük.
Giysilerini değiştin mi?
Ben senin için bir hediye getirdim.
Onu Avustralya'dan geri getirdim.
Bu kıyafetle ilgili ne düşünüyorsun?
Bu benim en sevdiğim kıyafet.
Az önce bu takımı aldım.
Bu kravat benim takım ile gitmez.
Bir dalış kıyafeti de tasarlamış
O bana yeni bir takım elbise yaptı.
Yeni takımım hakkında ne düşünüyorsun?
Benimkini getirdim. Seninkini getirdin mi?
Tom sadece o takımı aldı.
- Tom bir mayo giyiyordu.
- Tom mayoluydu.
Takım elbisen benimki ile aynı.
Keşke beyaz bir elbise alsaydım!
Bayanlar gece kıyafetindeydiler.
Bir ceket bile getirmedim.
Alyansımı yanımda getirmedim.
Mary kendi kostümünü dikti.
O ona yeni bir takım yaptı.
O, onun için yeni bir takım yaptı.
Annem bana yeni bir takım elbise yaptı.
Takım elbisenizi dolaba asın.
Kravatın takım elbisen ile uymuş.
Yeni bir takım elbise yaptırmalıyım.
Tom mayosunu giydi.
Yanlışlıkla onun şemsiyesini getirdim.
Ben bir takım elbise giyerim ama hiç kravat takmam.
Kısa adam siyah bir takım elbise giyiyor.
Kısa kadın gri bir takım elbise giyiyor.
O uzun boylu adam siyah bir takım elbise giyiyor.
Uzun boylu kadın gri bir takım elbise giyiyor.
Benim mayom çok sıkı.
Dil, düşüncenin giysisidir.
Bu takım elbise benim için çok iyidir.
- Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum.
- Bu malzemeden yapılmış bir takım elbise istiyorum.
Kravat benim takım elbisemle gitmez.
O ayakkabılar bu takım elbiseyle gitmez.
Nereden bir mayo satın alabilirim?
Burada su da var. Çok yiyecek yok ama sana bunu getirdim.
- Kırmızı bir mayo giyiyordu.
- O, kırmızı bir mayo giyiyordu.
Cadılar bayramı için bir korsan elbisesi giydi.
Yeni bir takım elbise için ölçümün alınmasını istiyorum.
Takım elbise çok kaba bir malzemeden yapılmıştır.
Ben yeni bir takım elbise satın almak için çok fakirim.
Tom özel ortamlarda sadece takım elbise giyer.
Bu ceketle giden bir kravat istiyorum.
Oğlum için yeni bir takım elbise almalıyım.
Sanırım bu kravat takım elbise ile iyi gider.
Yeni takım elbiseni giyeceğini düşündüm.
Elbiselerimin altına mayomu giyiyorum.
Ve tüm bunların hepsi işte burada başlar: Bir ceket ile.
Aç olabileceğini düşündüm bu yüzden birkaç sandviç getirdim.