Translation of "Traje" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "Traje" in a sentence and their turkish translations:

Traje cena.

Akşam yemeğini getirdim.

Traje vino.

Ben şarap getirdim.

Traje almuerzo.

Öğle yemeği getirdim.

Buen traje.

Güzel kostüm.

Te traje algo.

Sana bir şey getirdim.

Te traje comida.

Sana biraz yiyecek getirdim.

Traje un libro.

Bir kitap getirdim.

Te traje flores.

Sana çiçekler getirdim.

Te traje aspirina.

Sana biraz aspirin getirdim.

Te traje café.

Sana biraz kahve getirdim.

Te traje helado.

Sana biraz dondurma getirdim.

Nunca llevo traje.

Hiç takım elbise giymem.

- Ese traje se ve caro.
- Ese traje parece costoso.

O takım pahalı görünüyor.

El traje es reflectivo

Bu kıyafet yansıtıcı

Me pongo un traje.

Takımımı giyeceğim...

Mi traje es gris.

Benim takım gridir.

Lo traje para ti.

Onu senin için getirdim.

Es un hermoso traje.

O güzel bir takım elbise.

Traje algo para vos.

Sana bir şey getirdim.

Te traje una cosita.

Sana küçük bir şey getirdim.

Le traje una muñeca.

Ona bir oyuncak aldım.

Te traje un regalo.

Sana bir hediye getirdim.

Te traje tu medicamento.

Sana ilacını getirdim.

Quiero este traje limpio.

Bu takımın temizlenmesini istiyorum.

Consíguete un traje decente.

Kendinize uygun bir takım elbise alın.

Ese traje parece caro.

O elbise pahalı bir görünüme sahip.

Ni siquiera tengo traje.

Bir takım elbiseye bile sahip değilim.

Me traje mis herramientas.

Aletlerimi getirdim.

- Lleva un traje azul claro.
- Ella lleva un traje azul claro.

O açık mavi bir takım elbise giyiyor.

Le confeccionaré un traje nuevo.

Ben sana yeni bir takım yapacağım.

Él me hizo un traje.

O, bana bir takım elbise yaptı.

Te traje algo para comer.

Sana yiyecek bir şey getirdim.

¿Qué pasa con el traje?

Bu kıyafet de ne böyle?

Yo llevo traje y corbata.

Ben, bir takım elbise giyerim ve kravat takarım.

Ya lo traje de vuelta.

Onu geri getirdim.

¿Está usted estrenando ese traje?

Yepyeni bir takım giyiyor musun?

El traje le cae bien.

Takım ona olur.

Este traje me queda ancho.

Bu takım elbise benim için fazla büyük.

¿Se mudó usted de traje?

Giysilerini değiştin mi?

Traje un regalo para vos.

Ben senin için bir hediye getirdim.

Me traje esto de Australia.

Onu Avustralya'dan geri getirdim.

¿Qué te parece este traje?

Bu kıyafetle ilgili ne düşünüyorsun?

Este es mi traje favorito.

Bu benim en sevdiğim kıyafet.

Acabo de recibir este traje.

Az önce bu takımı aldım.

- Esta corbata no combina con mi traje.
- Esta corbata no pega con mi traje.

Bu kravat benim takım ile gitmez.

También diseñó un traje de buceo.

Bir dalış kıyafeti de tasarlamış

Él me hizo un traje nuevo.

O bana yeni bir takım elbise yaptı.

¿Qué te parece mi nuevo traje?

Yeni takımım hakkında ne düşünüyorsun?

Traje el mío, ¿trajiste el tuyo?

Benimkini getirdim. Seninkini getirdin mi?

Tom acaba de comprar ese traje.

Tom sadece o takımı aldı.

Tom llevaba el traje de baño.

- Tom bir mayo giyiyordu.
- Tom mayoluydu.

Tu traje es igual al mío.

Takım elbisen benimki ile aynı.

¡Ojalá hubiera comprado un traje blanco!

Keşke beyaz bir elbise alsaydım!

Las damas estaban de traje largo.

Bayanlar gece kıyafetindeydiler.

Yo ni siquiera traje una chaqueta.

Bir ceket bile getirmedim.

No traje mi anillo de bodas.

Alyansımı yanımda getirmedim.

Mary se cosió su propio traje.

Mary kendi kostümünü dikti.

Ella le hizo un traje nuevo.

O ona yeni bir takım yaptı.

Ella le hizo un nuevo traje.

O, onun için yeni bir takım yaptı.

Mamá me hizo un traje nuevo.

Annem bana yeni bir takım elbise yaptı.

Cuelga tu traje en el armario.

Takım elbisenizi dolaba asın.

- Tu corbata va bien con tu traje.
- Tu corbata hace buen par con tu traje.

Kravatın takım elbisen ile uymuş.

Debo encargar un nuevo traje a medida.

Yeni bir takım elbise yaptırmalıyım.

Tom se puso su traje de baño.

Tom mayosunu giydi.

Yo me traje su paraguas por error.

Yanlışlıkla onun şemsiyesini getirdim.

Yo llevo traje, pero no llevo corbata.

Ben bir takım elbise giyerim ama hiç kravat takmam.

El hombre bajo lleva un traje negro.

Kısa adam siyah bir takım elbise giyiyor.

La mujer baja lleva un traje gris.

Kısa kadın gri bir takım elbise giyiyor.

El hombre alto lleva un traje negro.

O uzun boylu adam siyah bir takım elbise giyiyor.

La mujer alta lleva un traje gris.

Uzun boylu kadın gri bir takım elbise giyiyor.

Mi traje de baño está muy apretado.

Benim mayom çok sıkı.

El idioma es el traje del pensamiento.

Dil, düşüncenin giysisidir.

Este traje es demasiado bueno para mí.

Bu takım elbise benim için çok iyidir.

Quiero un traje hecho de este material.

- Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum.
- Bu malzemeden yapılmış bir takım elbise istiyorum.

La corbata no combina con mi traje.

Kravat benim takım elbisemle gitmez.

Esos zapatos no van con el traje.

O ayakkabılar bu takım elbiseyle gitmez.

¿Dónde puedo comprar un traje de baño?

Nereden bir mayo satın alabilirim?

Conseguiste agua, no mucha comida, pero yo traje.

Burada su da var. Çok yiyecek yok ama sana bunu getirdim.

Ella tenía puesto un traje de baño rojo.

- Kırmızı bir mayo giyiyordu.
- O, kırmızı bir mayo giyiyordu.

Ella llevaba un traje de pirata para Halloween.

Cadılar bayramı için bir korsan elbisesi giydi.

Me gustaría ser medido para un traje nuevo.

Yeni bir takım elbise için ölçümün alınmasını istiyorum.

El traje está hecho de material muy basto.

Takım elbise çok kaba bir malzemeden yapılmıştır.

Soy demasiado pobre para comprar un traje nuevo.

Ben yeni bir takım elbise satın almak için çok fakirim.

Tom solo se pone traje para ocasiones especiales.

Tom özel ortamlarda sadece takım elbise giyer.

Quiero una corbata que vaya con este traje.

Bu ceketle giden bir kravat istiyorum.

Tengo que comprar un nuevo traje para mi hijo.

Oğlum için yeni bir takım elbise almalıyım.

Supongo que esta corbata queda bien con el traje.

Sanırım bu kravat takım elbise ile iyi gider.

Pensé que te ibas a poner tu traje nuevo.

Yeni takım elbiseni giyeceğini düşündüm.

Llevo mi traje de baño debajo de la ropa.

Elbiselerimin altına mayomu giyiyorum.

Y todo comienza aquí... con una chaqueta de traje.

Ve tüm bunların hepsi işte burada başlar: Bir ceket ile.

Asumí que tendrían hambre, así que traje unos sándwiches.

Aç olabileceğini düşündüm bu yüzden birkaç sandviç getirdim.