Translation of "Sorprendentemente" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Sorprendentemente" in a sentence and their turkish translations:

Sorprendentemente,

Şaşılacak şekilde...

Y quizás sorprendentemente,

Ayrıca şaşırtıcı bir şekilde,

Son sorprendentemente buenos.

Onlar şaşırtıcı biçimde iyiydi.

Tom parece sorprendentemente tranquilo.

Tom şaşırtıcı derecede sakin görünüyor.

La muñeca era sorprendentemente realista.

Bebek şaşırtıcı bir biçimde canlı gibiydi.

Sorprendentemente, la mitad de los espectadores

Şaşırtıcı biçimde, izleyicilerin yaklaşık yarısı

Pero, de noche, son sorprendentemente hostiles.

Ama geceleri şaşırtıcı derecede vahşi bir ortam oluşur.

Sorprendentemente, él resultó ser un ladrón.

Şaşırtıcı şekilde, onun bir hırsız olduğu ortaya çıktı.

Tom es sorprendentemente bueno en francés.

Tom, Fransızcada şaşırtıcı derecede iyi.

También significa que son sorprendentemente buenos nadadores.

Aynı zamanda şaşırtıcı derecede iyi yüzücüler.

Hanako resultó ser una persona sorprendentemente buena.

Hanako'nun şaşırtıcı şekilde hoş bir insan olduğu ortaya çıktı.

Son sorprendentemente ágiles, y tienen una gran movilidad.

Şaşırtıcı derecede çeviktirler, küçük bir bozuk paranın etrafında dönebilecek kadar.

Mi método es sorprendentemente simple, pero muy eficaz.

Benim yöntemim şaşırtıcı derecede basit, ama son derece etkili.

Pero hay un cuento contrastante que es sorprendentemente insidioso,

Ama şaşırtıcı derecede karşıt bir teori daha var,

Pero usan un lenguaje sorprendentemente amable y se llevan bien.

Fakat şaşırtıcı ölçüde nazik bir dil kullanarak geçinmeyi başarıyorlar.

Mi método es sorprendentemente simple, pero el efecto es grande.

Yöntemim şaşırtıcı şekilde basit, ama etkisi büyük.

Estas exhibiciones nocturnas son sorprendentemente comunes. Tres cuartas partes de los animales marinos crean bioluminiscencia.

Şaşırtıcı ama gece ortaya çıkan bu görüntülere sıkça rastlanır. Tüm deniz hayvanlarının üçte biri biyolüminans yaratır.

- Sorprendentemente, no había ninguna persona en el pueblo.
- Para mi sorpresa, no había gente en la aldea.

Şaşırdım, köyde hiç kimse yoktu.