Translation of "Sonaba" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Sonaba" in a sentence and their turkish translations:

Eso sonaba familiar.

Tanıdık geliyor.

Pensé que sonaba bien.

Bunun iyi göründüğünü düşündüm.

Oí el teléfono que sonaba.

- Telefonun çaldığını duydum.
- Ben telefonun çaldığını duydum.

Él sonaba un poco defraudado.

O biraz hayal kırıklığına uğramış gibi görünüyordu.

Tom ciertamente no sonaba alarmado.

Tom kesinlikle paniğe kapılmış görünmüyordu.

Ella sonaba de un humor jocoso.

O, şakacı bir ruh hali içinde görünüyordu.

- La ocupada mujer ignoró al teléfono que sonaba.
- La ocupada mujer ignoró el teléfono que sonaba.

- Meşgul kadın çalan telefonu görmezden geldi.
- Meşgul kadın çalan telefonu açmadı.

Bueno, ya no recuerdan ni cómo sonaba.

neye benzediğini bile hatırlamıyorsunuz.

El piano estaba desafinado. Sonaba muy mal.

Piyano akortsuzdu; çok kötü ses veriyordu.

El plan de Tom no sonaba descabellado.

Tom'un planı aptalca görünmüyordu.

La ocupada mujer ignoró el teléfono que sonaba.

Meşgul kadın çalan telefonu görmezden geldi.

Esa guitarra nunca sonaba tan bien cuando yo la tocaba.

Bu gitar onu çaldığımda hiç bu kadar iyi ses çıkarmadı.

Estaba en el zoológico con mis hijos y el teléfono sonaba constantemente.

Çocuklarımla hayvanat bahçesindeydim ve telefonum durmadan çalmaya başladı.

Ayer una canción española sonaba en el supermercado adonde fui a comprar frutas y verduras.

Dün meyve ve sebze satın almak için gittiğim süpermarkette bir İspanyolca şarkı çalıyordu.