Translation of "Serpiente" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Serpiente" in a sentence and their turkish translations:

Y la serpiente.

Ve yılanlar.

La serpiente silba.

Yılan tıslar.

¿Y a la serpiente?

Yılanı?

Alejemos a la serpiente.

Yılanı uzaklaştıralım.

¿La serpiente está viva?

Yılan yaşıyor mu?

Es una gran serpiente, miren.

Büyük bir yılan, baksanıza.

La serpiente mudó su piel.

Yılan derisini değiştirdi.

Esta serpiente no es venenosa.

Bu yılan zehirli değil.

La serpiente tentó a Eva.

Yılan Havva'yı ayartmıştı.

¿Cómo se llama esta serpiente?

O yılana ne denir?

¿Ven este hoyo? Es de serpiente.

Oradaki deliği gördünüz mü? Yılan deliği.

Me helé al ver la serpiente.

Yılanı görünce donup kaldım.

¿La serpiente está viva o muerta?

- Yılan diri mi yoksa ölü mü?
- Yılan sağ mı yoksa ölü mü?
- Yılan yaşıyor mu yoksa öldü mü?

Esa es una serpiente bastante grande.

O oldukça büyük bir yılan.

Ella gritó cuando vio la serpiente.

O, yılanı gördüğünde çığlık attı.

No sabía que tenías una serpiente.

Bir yılanın olduğunu bilmiyordum.

Soy una serpiente, me llamo Lucy.

Ben bir yılanım, adım Lucy.

El taipán del interior, una serpiente encontrada en Australia, es la serpiente más venenosa del mundo.

Avustralya'da bulunan bir yılan olan "içbölge taypanı" dünyanın en zehirli yılanıdır.

Para atrapar a esta serpiente. Muy bien.

ve yılanı yakalamayı deneyeceğim. Tamam.

Y atraparemos a esta serpiente. Muy bien.

ve yılanı yakalamayı deneyeceğim. Tamam.

Y atraparé a esta serpiente. Muy bien.

ve yılanı yakalamayı deneyeceğim. Tamam.

Y luego lanzar veneno, como una serpiente,

Kabuğu delip aynı bir yılan gibi içeri zehir bırakıyor

La serpiente se está tragando un huevo.

Yılan bir yumurta yutuyor.

Se quedó helado cuando vio la serpiente.

Yılanı görünce korkudan donakaldı.

¿Qué serpiente tiene los colmillos más largos?

Hangi yılan en uzun zehirli dişe sahiptir?

¿Por qué has matado a la serpiente?

Yılanı neden öldürdün?

- No hay antídoto para el veneno de esta serpiente.
- No hay remedio para el veneno de esta serpiente.

Bu yılanın zehirinin bir panzehiri yok.

Vi cómo una serpiente se comía un ratón.

Fare yiyen bir yılan gördüm.

Y aquí en Snake Eyes (Ojos de serpiente).

ve burada 'Snake Eyes' ta.

¿Cuál es la serpiente más venenosa del mundo?

Dünyadaki en zehirli yılan hangisidir?

¿Qué serpiente es la más rápida del mundo?

- Dünyadaki en hızlı yılan hangisidir?
- Hangi yılan dünyanın en hızlısıdır?

Hay una serpiente, y la medicina... ...ha sido saqueada.

Burada bir yılan var ve tüm ilaçlar... Mahvolmuş.

Debo tener cuidado de no caer sobre la serpiente.

Yılanın üstüne basmamak için dikkatli olmalıyım.

¿Quieren que atrape a la serpiente agarrándole la cola?

Çıngıraklı yılanı kuyruğundan tutarak yakalamamı istiyorsunuz demek?

Debo tener cuidado de no caer sobre la serpiente.

Yılanın üstüne basmamak için dikkatli olmalıyım.

La escurridiza serpiente se deslizó fuera de su mano.

Kaygan yılan onun tam elinin dışına kaydı.

No es buena idea despertar a una serpiente dormida.

Uyuyan yılanı uyandırmak iyi değildir.

No estaría demasiado sorprendido si hubieras visto una serpiente.

Bir yılan görürseniz, çok şaşırmam.

Buscamos una serpiente de cascabel, un escorpión y una tarántula.

Bir çıngıraklı yılan, bir akrep ve bir tarantula bulacağız.

Eso me dará algo de luz. Busquemos a esta serpiente.

Bu biraz ışık verecektir. Tamam, şimdi yılanı bulmaya çalışalım.

¿Quieren que atrape a la serpiente agarrándola de la cola?

Çıngıraklı yılanı kuyruğundan tutarak yakalamamı istiyorsunuz demek?

Si aún creen poder capturar a la serpiente desde aquí,

Hâlâ o çıngıraklı yılanı yakalayabileceğinizi düşünüyorsanız

Eso me dará algo de luz. Bien, busquemos a esa serpiente.

Bu biraz ışık verecektir. Tamam, şimdi yılanı bulmaya çalışalım.

Lo peligroso de una serpiente es el veneno de sus colmillos.

Bir yılanın tehlikeli tek kısmı vardır, o da zehri ve dişleri.

Eso me dará algo de luz. Bien, busquemos a esta serpiente.

Bu biraz ışık verecektir. Tamam, şimdi yılanı bulmaya çalışalım.

Lo peligroso de una serpiente es la cabeza y sus colmillos.

Bir yılanın tehlikeli tek kısmı vardır, o da zehri ve dişleri.

¿Quieren que intente atrapar a la serpiente agarrándola de la cola?

Çıngıraklı yılanı kuyruğundan tutarak yakalamamı istiyorsunuz demek?

Dice que no hay serpiente peor que esta pequeña trampa de muerte.

bu küçük ölüm tuzağından daha korkunç yılan az bulunur.

Visto desde el cielo, el río se parecía a una enorme serpiente.

Gökyüzünden bakıldığında, nehir kocaman bir yılan gibi görünüyordu.

Lo peligroso de una serpiente es el veneno de sus colmillos. Bien, vamos.

Bir yılanın tehlikeli tek kısmı vardır, o da zehri ve dişleri. Tamam, hadi gidelim.

Se está volviendo apretado. Debo tener cuidado de no caer sobre la serpiente.

Burası gittikçe daralıyor. Yılanın üstüne basmamak için dikkatli olmalıyız.

Dice que son responsables de más muertes humanas que cualquier otra serpiente del mundo.

En çok insan ölümünden sorumlu yılan türü olduğunu söylüyor.

Dicen que si se controla la cabeza de una serpiente, se controla su cuerpo.

Yılanlar için ne derler bilirsiniz, eğer başını kontrol ederseniz gövdeyi de kontrol edersiniz.

En el cementerio hay una estatua de una serpiente que se muerde la cola.

Mezarlıkta, kendi kuyruğunu ısıran bir yılan heykeli var.

Ustedes están a cargo aquí abajo. Decidan. Cuidado. La picadura de una serpiente de cascabel puede ser mortal. 

Bu mağarada yetki sizde. Kararı verin. Çıngıraklı yılan ölümcül olabilir. Bu yüzden dikkatli olmalıyız.

Tenía la cabeza de una mujer, el cuerpo de un león, las alas de una ave, y la cola de una serpiente.

O bir kadının başına, bir aslanın gövdesine, bir kuşun kanatlarına ve bir yılanın kuyruğuna sahipti.