Translation of "Picnic" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "Picnic" in a sentence and their turkish translations:

- Vamos de picnic.
- ¡Vámonos al picnic!

- Pikniğe gidelim.
- Pikniğe gitsek ya.

Disfrutamos del picnic.

Piknikte eğlendik.

Mañana iré de picnic.

Yarın pikniğe gidiyorum.

Se fue de picnic.

O, pikniğe gitti.

Iremos de picnic mañana.

Yarın pikniğe gideceğiz.

Fuimos juntos de picnic.

Beraber pikniğe gittik.

¿Vienes conmigo de picnic?

Benimle birlikte pikniğe gitmek istiyor musunuz?

La lluvia arruinó nuestro picnic.

Yağmur pikniğimizi mahvetti.

Se fueron a un picnic.

Onlar piknik için yola çıktılar.

Mañana me voy de picnic.

Yarın pikniğe gideceğim.

Me gusta ir de picnic.

Pikniği severim.

Los insectos arruinaron nuestro picnic.

Pikniğimiz böcekler tarafından berbat edildi.

Como llovió, no fuimos de picnic.

Yağmur yağdığı için pikniğe gitmedik.

- Si mañana hace buen tiempo, haremos un picnic.
- Si mañana hace bueno, iremos de picnic.

Yarın hava iyi olursa, pikniğe gideriz.

- Si mañana hace buen tiempo iremos de picnic.
- Si mañana hace buen tiempo, haremos un picnic.

Yarın hava iyi olursa, pikniğe gideriz.

Si mañana hace sol iremos de picnic.

Yarın hava güneşli olursa, pikniğe gideriz.

Si llueve mañana no iré al picnic.

Yarın yağmur yağarsa pikniğe gitmeyeceğim.

Me gustaría ir de picnic con ella.

Onunla bir pikniğe gitmek istiyorum.

No quiero ir de picnic con Tom.

Tom'la bir pikniğe gitmek istemiyorum.

Aparte del clima, fue un buen picnic.

Hava dışında, iyi bir piknikti.

Abandonamos el plan de irnos de picnic.

Pikniğe gitme planından vazgeçtik.

Si mañana hace buen tiempo, iremos de picnic.

Yarın hava iyi olursa pikniğe gideriz.

A menudo se van de picnic en bicicleta.

Onlar sık sık bisikletle pikniğe giderler.

Si mañana hace buen tiempo iremos de picnic.

Yarın hava güzel olursa, piknik yapacağız.

¿No es un hermoso día para un picnic?

Piknik için harika bir gün, değil mi?

Tom también quiere ir de picnic, deberíamos invitarle.

Tom da pikniğe gitmek istiyor, onu davet etmeliyiz.

¿Por qué va Mary con él al picnic?

Mary neden onunla pikniğe gidiyor?

Fuimos de picnic a pesar de la lluvia.

Yağmura rağmen pikniğe gittik.

Mañana Tom se irá de picnic con Mary.

Tom Mary ile yarın pikniğe gidiyor.

Si hace un buen día mañana, iremos de picnic.

Eğer yarın güzel bir gün olursa pikniğe gideriz.

Tenemos que levantarnos temprano mañana. Nos vamos de picnic.

Yarın erken kalkmak zorundayız-biz pikniğe gidiyoruz.

Nuestra clase hará un picnic la semana que viene.

Sınıfımız gelecek hafta bir pikniğe gidecek.

Si el clima lo permite, vamos a hacer un picnic.

Hava güzel olursa, pikniğe gidelim.

Era un hermoso día, así que me fui de picnic.

Güzel bir gündü bu yüzden pikniğe gittim.

Aún puedo recordar la vez que fuimos juntos de picnic.

Birlikte pikniğe gittiğimiz zamanı hâlâ hatırlayabiliyorum.

Tom y tres de sus amigos se fueron de picnic.

Tom ve arkadaşlarının üçü pikniğe gitti.

Una boda o una conferencia o un picnic de antiguos estudiantes,

bir düğüne, konferansa ya da okula dönüş pikniğine giderdim

Tom y Mary no pudieron ir de picnic porque estaba lloviendo.

Tom ve Mary yağmur yağdığı için pikniğe gidemediler.

A causa de la lluvia, el picnic se celebró en el gimnasio.

Piknik yağmur yüzünden spor salonunda gerçekleştirildi.

Nunca pensé que sería así de difícil construir una mesa de picnic.

- Bir piknik masası yapmanın bu kadar zor olacağını asla düşünmemiştim.
- Bir piknik masasını kurmanın bu kadar zor olacağını asla düşünmemiştim.

Tom sabe por qué Mary decidió no ir al picnic con él.

Tom, Mary'nin niçin Tom'la birlikte pikniğe gitmemeye karar verdiğini biliyor.